Gokmen's Class
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn English From Turkish
Learn English From Turkish
Practice Known Questions
Stay up to date with your due questions
Complete 5 questions to enable practice
Exams
Exam: Test your skills
Test your skills in exam mode
Learn New Questions
Manual Mode [BETA]
The course owner has not enabled manual mode
Specific modes
Learn with flashcards
Listening & SpellingSpelling: Type what you hear
multiple choiceMultiple choice mode
SpeakingPractice your speaking ability
Speaking & ListeningPractice pronunciation
Gokmen's Class - Leaderboard
Gokmen's Class - Details
Levels:
Questions:
824 questions
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Terim | Term |
Aşağıda | Below |
Çam ağacı | Pine tree |
Çıkmak (flört amaçlı) | To go out |
Aldatmak | To cheat |
Kardeşler | Siblings |
Meşgul | Occupied (nesneler) |
Serbest zaman | Leisure time |
Hiç, pek de | At all |
Belediye başkanı | Mayor |
Muhteşem bir kadın | A gorgeous woman |
Engin, geniş | "vast" lands |
Çeşitli | Various |
Mesleki, mesleğe ait | Professional |
Medeni hal | Marital status |
Önce ben yapayım | Let me do first |
Dakik | Punctual |
Tasarruf, birikim | Saving |
Memur | Civil servant |
Ilişkilendirmek | To associate |
Yerleştirmek | To place |
Yakalamak, ekran resmi almak | To capture screen |
Göğüs | He likes sleeping on my "chest" |
Akıllı | Intelligent |
Su kaynağı | Water spring |
Kestel barajı | Kestel Dam |
Çay | Creek |
Anlıyorum... | I see... |
Ertelemek | To postpone |
Öne getirmek | To bring it forward |
Hazırlık | Preparation |
Sunum | Presentation |
Gündem | Agenda |
Beni anladın mı? | Did you get you? |
Sabırsızlanmak, dört gözle beklemek | To look forward doing sth |
Benim için işe yarıyor | It works for me |
Bu arada, yeri gelmişken | Meantime |
Görevde, nöbette | On duty |
O kadar | That much |
Meslektaşı-iş arkadaşı | Colleague-co-worker |
Iyi geçinmek | To get on well |
Ahbap | Buddy |
Itiraz etmek | To object |
Uygun şekilde | Properly |
Mazeret | Excuse |
Aklı başında | Sensible |
Bir cümle oluşturmak | To form a sentence |
Hakikat | Truth |
Ortalıkta görünmek | To show up |
-e kadar | Up to |
Bırakmak | To quit |
Sana kalmış | It's up to you. |
Uyarmak | To warn |
Konu, şey | Issue |
Memnun | Content, satisfied |
Allah korusun | God forbid |
Kör | Blind |
Öksürme | To cough |
Hapşurmak | To sneeze |
Moralini bozmak | To put sb down |
Değil (to be) | Ain't |
Öğrenmek | To find out |
Bir şey yapmak üzere | Up to |
Koli, paket | Parcel |
Teslim etmek | To deliver |
Tam olarak, sıkı bir şekilde | Strictly |
Uzatma (kablo ve süre vs.) | Extension |
Teslimat | Delivery |
Bizim tarafımızda, bizce | At our end |
Fatura | Invoice |
Ödeme şartları | Payment "term" |
Bana bir iyilik yap! | Do me a favour! |
Yardım etmek | To help sb out |
Düzenleme, yönetmelik | Regulation |
Norm, kural | Norm |
Sipariş vermek | To place an order |
Teklif vermek | To place a bid |
Teslimatta ödeme | To pay on delivery |
Peşin ödeme, önceden ödemek | To pay in advance |
Nakit ödemek | To pay in cash |
Kredi kartıyla ödemek | To pay by credit card |
Kulağa hoş geliyor | That sounds good |
Istisna | Exception |
Takdir etmek | To appreciate |
Her iki yol | Both ways |
Işe yarıyor! | It works! |
Bunun için gözümü açık tutacağım | I'll keep an eye out for it |
Nakit ödemek | To pay in cash |
Sana kalmış | It's up to you |
Kredi kartı ile ödemek | To pay by credit card |
Desen, şekil | Pattern |
Bankaya para yatırmak | To deposit money |
Pişmanlık duymak | To remorse |
Para çekmek | To withdraw money |
Ne yazık | What a pity! |
Yatırım | Investment |
Pişman olmak | To regret |
Züppe | Snob |