SEARCH
You are in browse mode. You must login to use MEMORY

   Log in to start

Nancy'nin Türkçe Kelimeleri


🇬🇧  »  🇹🇷
Learn Turkish From English
Created:


Public


0 / 5  (0 ratings)



» To start learning, click login

1 / 25

🇬🇧


My parents-in-law came. (Mother and Father of My Bride)
🇹🇷


Dünürlerim geldi. (Gelinimin anne ve babası)

Practice Known Questions

Stay up to date with your due questions

Complete 5 questions to enable practice

Exams

Exam: Test your skills

Test your skills in exam mode

Learn New Questions

Dynamic Modes

SmartIntelligent mix of all modes

Manual Mode [BETA]

The course owner has not enabled manual mode
Specific modes

Learn with flashcards
multiple choiceMultiple choice mode

Nancy'nin Türkçe Kelimeleri - Leaderboard

0 users have completed this course. Be the first!

No users have played this course yet, be the first

You may also like

Nancy'nin Türkçe Kelimeleri - Details

Levels:

Questions:

198 questions
🇬🇧🇹🇷
My parents-in-law came. (Mother and Father of My Bride)
Dünürlerim geldi. (Gelinimin anne ve babası)
I have a purpose.
Bir amacım var.
I have a duty.
Bir görevim var.
The pool is closed.
Havuz kapalı.
The pool was closed.
Havuz kapalı idi.
I was a judge.
Ben bir hâkim idim.
I was a referee. =
Ben bir hakem idim. =
I swam in the indoor pool.
Kapalı havuzda yüzdüm.
Non-governmental organisation
Sivil Toplum Kuruluşu
Non -profit organization
Kar Amacı Gütmeyen Kuruluş
I am interested in women's rights.
Kadın hakları ile ilgileniyorum.
My daughter is working in prison.
Kızım cezaevinde çalışıyor.
My daughter is not a nurse.
Kızım bir hemşire değil.
I have a job interview tomorrow.
Yarın bir iş görüşmem var.
I am so curious.
Çok meraklıyım.
I was very curious.
Çok meraklı idim.
I was a member of an association.
Bir derney üyesi idim.
This is a famous restaurant.
Burası meşhur bir lokanta.
What is famous in Portland?
Portland’da ne ünlüdür?
New Zealand
Yeni Zellanda
National Park
Milli Park
Physiotheraphy
Fizik Tedavi
Mother -in -law (inf.) (mother -in -law)
Kaynana (inf.) (kayınvalide)
I talked to my mother -in -law.
Kayınvalidem ile konuştum.
I talked to my mother -in -law.
Kaynanam ile konuştum.
I love to drink milk.
Süt içmeye bayılırım.
I rested a little.
Biraz dinlendim.
I want to rest a little.
Biraz dinlenmek istiyorum.
I listened to lullaby while resting.
Dinlenirken ninni dinledim.
I love chocolate.
Çikolataya bayılırım.
I love watching Netflix.
Netflix izlemeye bayılırım.
Have you ever participated in the competition?
Hiç yarışmaya katıldın mı?
I live alone.
Yalnız yaşıyorum.
I work in Turkish every day.
Her gün Türkçe çalışıyorum.
I love historical movies.
Tarihi filmleri seviyorum.
I don't like action movies.
Aksiyon filmlerini sevmiyorum.
Smoothie
Buzlu meyveli içecek
Iced fruit drinks are not common in Turkey.
Buzlu meyveli içecekler Türkiye'de yaygın değil.
Mild chilly
Az acılı
I like steak.
Biftek severim.
Lobster and crab
Istakoz ve yengeç
Lebanon and Greece
Lübnan ve Yunanistan
Salmon
Somon balığı
I've never lied.
Hiç yalan söylemedim.
Me too
Ben de
What is going on?
Ne var ne yok?
There is no child.
Bir çocuk yok.
There is no child in the car.
Arabada bir çocuk yok.
There is a child.
Bir çocuk var.
There isn’t a child in the car.
Arabada bir çocuk yok.
I have two sons.
İki oğlum var.
I have a husband.
Benim kocam var.
I like walking.
Yürümeyi seviyorum.
I like eating pizza.
Pizza yemeyi seviyorum.
I like my daughter.
Kızımı seviyorum.
I like Turkish.
Türkçe’yi seviyorum.
I like Paul.
Paul’u seviyorum.
I like Ali.
Ali’yi seviyorum.
I know İstanbul. (bil.mek)
İstanbul’u biliyorum.
I am listening to İstanbul.
İstanbul'u dinliyorum.
Mum is eating the banana.
Annem muzu yiyor.
Mum is eating a banana.
Annem bir muz yiyor.
There were hippies.
Hippiler vardı.
My bride was born in Istanbul.
Gelinim İstanbul’da doğdu.
2 years ago, I used to go to restaurants.
2 yıl önce, restorana giderdim.
I used to ride bike a lot. (to get on)
Eskiden bisiklete binerdim.
I used to ride bike a lot.
Eskiden bisiklet sürerdim. (to ride)
I attended a meeting.
Toplatıya katıldım.
I used to attend a meeting.
Toplatıya katılırdım.
In the past, I didn't use to use compouter.
Eskiden bilgisayar kullanmazdım.
I didn't use to like Ali.
Eskiden Ali'yi sevmezdim.
Speaker
Konuşmacı
Sailor
Denizci
Student
Öğrenci
Politician
Politikacı
Apple-pie
Elmalı Turta
Little Red Riding Hood
Kırmızı Başlıklı Kız
Chicken sandwich
Tavuklu sandviç
Pizza with sausage
Sucuklu pizza
Cheese pizza
Peynirli pizza
In my opinion, this is easier.
Bence, bu daha kolay.
I know some Spanish.
Biraz İspanyolca biliyorum.
I know a little French.
Birazcık Fransızca biliyorum.
I studied French for five years in school.
Okulda beş yıl Fransızca çalıştım.
Anyway...
Neyse,
Your husband is very lucky.
Kocan çok şanslı.
I'm from California.
Ben Kaliforniya'lıyım.
There are dams in Portland.
Portland'da barajlar var.
Sharks love cold water.
Köpek balıkları soğuk suyu seviyor.