Volkan S's English Vocabulary
🇬🇧 » 🇹🇷
Learn Turkish From English
Learn Turkish From English
Practice Known Questions
Stay up to date with your due questions
Complete 5 questions to enable practice
Exams
Exam: Test your skills
Test your skills in exam mode
Learn New Questions
Manual Mode [BETA]
The course owner has not enabled manual mode
Volkan S's English Vocabulary - Leaderboard
Volkan S's English Vocabulary - Details
Levels:
Questions:
357 questions
🇬🇧 | 🇹🇷 |
I am on a diet. | Ben diyetteyim. - Rejimdeyim. |
I have a healthy diet. | Sağlıklı bir beslenme düzenim var. |
I play computer games. | Bilgisayar oyunları oynarım. |
I don't smoke. | Ben sigara içmem. |
Every day | Her gün |
It is my breakfast | Bu benim kahvaltım. |
Eggplant | Patlıcan |
I slept | Uyudum |
I ate my breakfast | Kahvaltımı yaptım |
Catch | Yakalamak |
Naughty | Yaramaz |
It doesn't hurt | Acımıyor |
Travel | Seyahat etmek |
My mother is from there | Annem oradan |
I'm travelling to Madrid. | Madrid'e seyahat ediyorum. |
So,where are you flying? | Ee, nereye uçuyorsun? |
Just a week. | Sadece bir hafta. |
Sounds good. | Kulağa hoş geliyor. |
Something smelled different. | Değişik bişey koktu. |
How long are you going to stay there? | Orada ne kadar kalacaksın? |
I'm going to swim tomorrow. | Yarın yüzeceğim. |
I'm going to buy some clothes. | Birkaç kıyafet alacağım. |
I am going to go to swimming. | Yüzmeye gideceğim. |
I'm just going to meet a friend for coffee. | Sadece kahve içmek için bir arkadaşımla buluşacağım. |
I'm going to go to school on Monday. | Pazartesi okula gideceğim. |
I'm going to play games with my friends on the weekend. | Haftasonu arkadaşlarımla oyun oynayacağım. |
I'm going to buy a present for my mum. | Anneme bir hediye alacağım. |
I'm going to walk my dog. | Köpeğimi gezdireceğim. |
I'm going to visit my grandfather. | Dedemi ziyaret edeceğim. |
We're going to go on a picnic. | Biz pikniğe gideceğiz. |
Ali's going to go to the mosque. | Ali camiye gidecek. |
My dog licked me. | Köpeğim beni yaladı. |
My dad made the food. | Yemekleri babam yaptı. |
Asylum | Tımarhane |
Social Media | Sosyal Medya |
It is windy today. | Bugün hava rüzgarlı. |
I will swim in the pool. | Havuzda yüzeceğim. |
I will swim. | Yüzeceğim. |
I will not eat broccoli. | Brokoli yemeyeceğim. |
I didn’t swim. | Yüzmedim. |
I didn’t drink tea. | Çay içmedim. |
She doesn’t speak English. | İngilizce konuşmaz. |
She will swim in the lake. | Gölde yüzecek. |
She didn't swim in the lake. | Gölde yüzmedi. |
She can't swim in the lake. | Gölde yüzemez. |
Tom will hop into the sea. | Tom denize atlayacak. |
I wake up early in the morning | Sabah erkenden uyanıyorum |
Becky will hop into the sea | Becky denize atlayacak |
Volkan swam yesterday | Volkan dün yüzdü |
Tom delivers a pizza | Tom pizza teslim eder |
I will sell tickets | Bilet satacağım |
She will fish | O balık tutacak |
Some of them | Bazıları |
Oppurtunities | Fırsatlar, imkan |
Loki is not ill | Loki hasta değil |
Exciting | Heyecan verici |
I was a student. | Ben öğrenciydim. |
I was a child. | Ben bir çocuktum. |
They were rich. | Zengindiler. |
They were our friends. | Onlar bizim arkadaşlarımızdı. |
I was busy. | Meşguldüm. |
I was sleepy. | Uykuluydum. |
We were in İstanbul. | İstanbul'daydık. |
We were busy. | Biz meşguldük. |
I will be a doctor. | Ben doktor olacağım. |
They will be happy. | Mutlu olacaklar. |
She wasn't happy. | Mutlu değildi. |
Ali was very tall. | Ali çok uzundu. |
Ayşe wasn't very tall. | Ayşe çok uzun değildi. |
They were with us. | Bizimle birlikteydiler. |
Ali and Veli were friends. | Ali ve Veli arkadaştı. |
Ali and Veli weren't friends. | Ali ve Veli arkadaş değildi. |
My mom was at home. | Annem evdeydi. |
My dad wasn't in London. | Babam Londra'da değildi. |
There is a cat in the car. | Arabada bir kedi var. |
There is a cat in the house. | Evde bir kedi var. |
There is a pan on the table. | Masada bir tava var. |
There are people in the kitchen. | Mutfakta insanlar var. |
There are students at school. | Okulda öğrenciler var. |
There is a bird on the table. | Masada bir kuş var. |
There are cats in the garden | Bahçede kediler var |
There are toys in my room. | Odamda oyuncaklar var. |
I have books in my room. | Odamda kitaplarım var. |
Ayşe has five cats in her room. | Ayşe'nin odasında beş kedi var. |
I am tired | Yorgunum |
Breathe underwater | Su altında nefes almak |
No gravity | Yerçekimi yok |
What are you good at | Neyde iyisin |
It is so boring | Çok sıkıcı |
I am not tired. | Ben yorgun değilim. |
I was not tired. | Yorgun değildim. |
Yesterday, I was a little bit tired. | Dün biraz yorgundum. |
Swimming is tiring. | Yüzmek yorucudur. |
I was at home yesterday. | Dün evdeydim. |
Yesterday, we were in Kocaeli. | Dün Kocaeli'ndeydik. |
Now, we are in Kocaeli. | Şimdi Kocaeli'ndeyiz. |
We were happy yesterday, and we are happy today. | Dün mutluyduk, ve bugün mutluyuz. |
He is a very famous writer. | Çok ünlü bir yazar. |
They kidnapped the boy. | Çocuğu kaçırdılar. |
I don't remember the rest of the story. | Hikayenin geri kalanını hatırlamıyorum. |