SEARCH
🇬🇧
MEM
O
RY
.COM
4.37.48
Guest
Log In
Homepage
0
0
0
0
0
Create Course
Courses
Last Played
Dashboard
Notifications
Classrooms
Folders
Exams
Custom Exams
Help
Leaderboard
Shop
Awards
Forum
Friends
Subjects
Dark mode
User ID: 999999
Version: 4.37.48
www.memory.co.uk
You are in browse mode. You must login to use
MEM
O
RY
Log in to start
Index
»
Partunc Teacher's Vocabulary (B2-C1-C2) (@partunc)
»
Partunc's Second Chapter
»
C2, L1, 8Nov
level: C2, L1, 8Nov
Questions and Answers List
level questions: C2, L1, 8Nov
Question
Answer
tekrar tekrar söylemek [f.]
din
darağacı [i.]
gallows
belli belirsiz görünmek [f.]
loom
çarpıklık [i.]
"crookedness
birlik [i.]
"contingent
boşa harcamak [f.]
"fritter
düşüncesiz [s.]
"heedless
derin saygı [i.]
veneration
beyanname [i.]
"proclamation
uzaklık [i.]
"breadth
güçsüzlük [i.]
impotence
göklere çıkarmak [f.]
"extol
bağışlayan [i.]
bestower
kolay kırılabilen [s.]
delicate
resmi mektup [i.]
missive
güç algılanan [s.]
"subtle
münasip [s.]
"felicitous
büyük yudumlarla içmek [f.]
quaff
hemen göze çarpmayan [s.]
"subtle
anlaşılması güç [s.]
"abstruse
çok geniş ve çeşitli bilgi [i.]
erudition
tamamına erdirmek [f.]
consummate
idrak [i.]
attainment
gök kubbe [i.]
"firmament
hücum etmek [f.]
assail
teselli [i.]
"consolation
saadet [i.]
felicity
vesveseli [s.]
"solicitous
aşırı duygusallık [i.]
schmaltz
yüzdürmek [f.]
buoy
yavaş yavaş öğretmek [f.]
instill
fazla fiyatla [zf.]
at a premium
çivilemek [f.]
nail down
sürtmek (ayak) [f.]
scrape
kazançlı
gainfully
sorumluluk [i.]
encumbrance
yükümlülük [i.]
onus
hakkında konuşmak [f.]
talk over
en azından
leastways
dolaylı olarak [zf.]
edgeways
ucu ileriye doğru [zf.]
endways
boğarak öldürmek [f.]
smother
malum olma [i.]
presentiment
içine doğma [i.]
intuition
önceden haber vermek [f.]
forebode
basiret [i.]
premonition
sızıntı yapmak [f.]
seep
mezarın kapak taşı [i.]
ledger
gevşemiş [s.]
slackened
benzeşme [i.]
similitude
numune [i.]
"specimen
parçalara ayrılmış [s.]
"asunder
küçümseme [i.]
belittling
topak [i.]
"lump
harikulade [s.]
"wondrous
boru çalmak [f.]
"bugle
yoklama için toplanma [i.]
muster
yüzleşme [i.]
face-off
değersiz [s.]
vile
rahiplerin hacılar ve seyyahları misafir ettikleri yurt [i.]
"hospice
tasdiklemek [f.]
attest
tezahür [i.]
manifestation
vesvese [i.]
"solicitude
imdadına yetişmek [f.]
"succour
hakikat [i.]
verity
kapsamak [f.]
comprise
kendine mal etme [i.]
appropriation
tekrarlanan [s.]
recursive
tüylenmek [f.]
fledge
gönül işleri [i.]
entanglement
esrarengiz [s.]
eerie
zibidilik [i.]
vagrancy
mesel [i.]
"similitude
hisar [i.]
citadel
mecburi [s.]
imperative
harcamak (çaba) [f.]
exert
karamsar [s.]
"sombre
uğursuz [s.]
"inauspicious
temsilci [i.]
"vicegerent
doğruculuk
veracity
açıkça gösterme [i.]
manifestation
tanrısal [s.]
dominical
tahsis etmek [f.]
allot
işlenmiş toprak [i.]
"tillage
dilekçe
adjuration
kısa namlulu tabanca
blunderbuss
kulaklarını dikmek
to prick up (one's) ears
suyun içinde debelenmek
to flounder
hızlıca karşılık vermek
to retort
titreyen konuşma
quavering speech
homurdanmak
to growl
şuradan
from over yonder
kısa bir kendi kendine konuşma içinde
in gruff soliloquy
silah vb. kılıfı
holster
akbaba
condor
sincap
chipmonk
hafifletmek
to mitigate
insan üstü, aşkın
transcendental
bir şeyler yapacak cesarete sahip olmak
to have the gall to do something