SEARCH
🇬🇧
MEM
O
RY
.COM
4.37.48
Guest
Log In
Homepage
0
0
0
0
0
Create Course
Courses
Last Played
Dashboard
Notifications
Classrooms
Folders
Exams
Custom Exams
Help
Leaderboard
Shop
Awards
Forum
Friends
Subjects
Dark mode
User ID: 999999
Version: 4.37.48
www.memory.co.uk
You are in browse mode. You must login to use
MEM
O
RY
Log in to start
Index
»
Academy-T1 - Academic Vocabulary
»
Chapter 1
»
10th Nov
level: 10th Nov
Questions and Answers List
level questions: 10th Nov
Question
Answer
izole etmek
to insulate
izole etmek, tek başına bırakmak
to isolate
bir şeyin yanlış olduğunu kanıtlamak
to prove something wrong
taşımak
to haul
kar yığınları
snowdrift
donmuş
frost-bitten
bu çağ boyunca
Throughout this era
kıtlık
shortage
devam etmek, ısrar etmek
to persist in
kıtlık
Famine
sivil çekişmeler
civil strife
şiddetlendirmek, daha kötü duruma getirmek
to exacerbate
doğal afet
natural disaster
mülteci, sığınmacı
refugee
geçim kaynağı yardımı "muhtaç/bağımlı"
dependent on subsistence aid
yardım ajansları
relief agencies
bir şeye yol açmak
to lead to something
şehir devleti
city state
bir şeyle ilişkilendirilmek
to be associated with something
şüphe etmek
to doubt
gölge
shadow
doğru, yerinde
accurate
atıfta bulunmak
to refer
üst üste binmek, çakışmak (zamansal)
to overlap
bir şey haline gelmek
to become
meydana gelmek / ortaya çıkmak
happen/emerge
teşvik etmek
to promote
desteklemek
to underpin
çok inançlı din eğitimi
multi-faith religious education
eğitim politikasının sembol / yüzü
facet of educational policy
ilişkilendirmek/görecelileştirmek
to relativize
nispeten, göreceli olarak
relatively
kurumsal olarak
institutionally
gözden kaçırmak
to overlook
vurgulamak
to highlight
edinme
acquisition
durum
occasion
ara sıra
occasionally
kabaca
roughly
az sayıda insan (dağınık dağınık)
smattering of people
tedarik etmek
supply
birisine bir şey tedarik etmek
to supply sb with sth
yedeklemek, desteklemek
to back up
geleneksel olarak
traditionally
dönüşmek
transform
görev
assignment
bir çocuk doğurmak
to bear a child
büyük oranda
largely
bir şey meselesi...
a matter of sth / a matter of Ving
yoksulluk, fakirlik
poverty
ortadan kaldırmak, bertaraf etmek
to eliminate
bir şey olarak sonuçlanmak, ortaya çıkmak, en sonunda varmak
to end up
elde etmek, edinmek
to acquire
ifade etmek
to articulate
kısır döngü
vicious cycle
fırsat
opportunity
birine bir şey sağlamak
provide/supply+sb+with+sth
önermek
to suggest
varsayım
assumption
derin, detaylı
profound
belirsiz, belli belirsiz, karmaşık
obscure
naif, saf, basit
naive
kötü şöhretli
notorious
zararına, olumsuz olarak
adversely
kendi isteğiyle
voluntarily
tesadüfen
coincidentally
rahatlatmak
to relieve
geri çekmek
to withdraw
içgörü, istatistik, zihinsel çıkarım
insight
tükenmek
to run out of
kellik
baldness
tedavi
cure
buna karşılık, bu olurken, diğer taraftan
whereas
atfetmek
to attribute
doğuştan gelen bilgi
innate knowledge
zorlayıcı durum/vaka
compelling case
bir şeyle donatılmak
to be equipped with something
bilimsel yaklaşım
scientific approach
kızamık
measles
bir araştırma yürütmek
to conduct a research
azınlık-çoğunluk
minority-majority
değerlendırmek, göz önünde bulundurmak, olarak düşünülmek
to consider
ortaya çıkarmak
to reveal
tohum
seed
bir fikir oluşturmak
to generate an idea
önemli aşama
important stage
aslında, elbette
indeed
katkı
contribution
bir şeye dönüşmek
to translate into something
aydınlanma çağı
Age of Enlightenment
olağanüstü yaratıcılık
exceptional creativity
ihmal etmek
to neglect
tespit etmek, tanımlamak
to identify
geleneksel-geleneksel
conventional-traditional
evcil, evle alakalı
domestic
çekirdek aile
nuclear family