SEARCH
🇬🇧
MEM
O
RY
.COM
4.37.48
Guest
Log In
Homepage
0
0
0
0
0
Create Course
Courses
Last Played
Dashboard
Notifications
Classrooms
Folders
Exams
Custom Exams
Help
Leaderboard
Shop
Awards
Forum
Friends
Subjects
Dark mode
User ID: 999999
Version: 4.37.48
www.memory.co.uk
You are in browse mode. You must login to use
MEM
O
RY
Log in to start
Index
»
Academy-T1 - Academic Vocabulary
»
Chapter 1
»
19 jan
level: 19 jan
Questions and Answers List
level questions: 19 jan
Question
Answer
para kazanmak
earn money
insan hakları
civil rights
ırk ayrımcılığı
apartheid
ayırmak
to segregate
şiddet içermeyen
non-violent
Bağımsızlık Hareketi
independence movement
bir şeyi savunmak
to advocate for something
itibar kazanmak
to earn reputation
Birine suikast düzenlemek
to assassinate somebody
iç savaş
civil war
bir şey sırasında, sürecinde
in the course of something
önderlik etmek, yol açmak
to lead
bir şeyler yapmakla ünlü olmak
to be famous for doing something
güçlü kalmak
to remain strong
bir şeyin olmsaı için zorlamak
to push for something
köleliği kaldırmak
to abolish slavery
Bir projede yer almak
to take part in a project
derin etkisi
profound influence
bir şeye maruz kalmak
to be exposed to something
-e rağmen
in spite of
kriz-krizler
crisis-crises
engel
obstacle
modernizm sonra
post-modernism
bağımsızlık sonrası savaş
post-independence war
takdir etmek
to appreciate
yardımın takdir edilecektir
your help will be appreciated.
Neredeyse
virtually
sanal toplantı
virtual meeting
değerli - değersiz - paha biçilmez
valuable - unvaluable - invaluable
bir şeyle mücadele etmek
to struggle with something
bir şeyler yapmayı dört gözle beklemek
to look forward to doing something
bir şeyler yapmaya alışkın olmak
to be used to doing something
bir şeyler yapmaktan sorumlu olmak
to be accountable for doing something
bir deney yapmak
to carry out an experiment
patlama
explosion
henüz bir şey yapmamış olmak, bir şeyi yapılması için beklemesi
to be yet to do something
suçlamak
to blame
bir soruna yol açmak
to lead a problem
daha çok üniversitede anlatılan ders
lecture (lecturer)
şartıyla
provided that
tereddüt
hesitation
hemen, doğrudan
straight away
küçümsemek
to look down on something
bir şey aramak
to look for something
birine rastlamak
to run into somebody
birine çarpmak - karşılaşmak
to bump into somebody
keskin artış
sharp increase
katkıda bulunmak
to contribute
azaltmak
to decrease
artırmak
to increase
büyük ölçüde
substantially
belirli önlemler
certain measures
belirtmek, göstermek
to indicate
motor
engine
azaltma, kısaltma, indirgeme
reduction
kirletici madde
pollutant
tehdit etmek
to threaten
oluşturmak
to form
koruma
protection
aday
candidate
bir şey yapmak zorunda olmak
to be required to do something
ücretlendirilmek
to be charged for
fazla yük
excess baggage
bir şeyler yapmaya alışmak
to get used to doing something