Pazartesi günü oraya gittik. | We went there on Monday. |
Bizimle seyahat etti. | He travelled with us. |
Adana'ya gitmeyi planlaMIŞTIk. | We had had a plan to go to Adana. |
Dün eve döndük. | We came back home yesterday. |
Taşköprü'yü görmüşlüğüm vardır. | I have seen Taşköprü. |
Bazı restoranlar var. | There are some restaurants. |
Seyahat etmeyi seviyorum. | I like travelling. |
Kahve içmek için durduk ve sonra yolumuza devam ettik. | We stopped to drink some coffee and then we continued our journey. |
Ben katılmadım. | I didn't join. |
Bazı arkadaşlarım katıldı. | Some of my friends joined. |
Kutlamalara sadece arkadaşlarımızla dalga geçmek için gittim. | I went to celebrations only to make fun of our friends. |
İngilizce sınavıma çalışacağım çünkü yarın sınavım var. | I'm going to study for my English exam because I have an exam tomorrow. |
Müzik dinledim. | I listened to music. |
Arabada yolda bir şey izlersem midem bulanır. | If I watch something on the way in the car, I get sick. |
Babam Rizeli. | My father is from Rize. |
Hasta değildi. | He wasn't sick. |
Sadece ben hastaydım. | Only I was sick. |
Testi geçersem babam bana bir Apple saat alacak. | If I pass the test, my father is going to buy me an Apple watch. |
Yeteneğim voleybol oynamak. | My talent is playing volleyball |
Geçenlerde bir sweathsirt aldım | I bought a sweatshirt recently |
robotlar Kapaklama yapacak | robots will do Capping |
çim biçme makinesi | lawn mowner |
Spor yapmaya önem veriyorlar. | They pay importance to doing sports. |
Orada bir gün kalacaklar. | They are going to stay there for one day. |
Beş yaşındayken uçağa bindim. | When I was five years old, I got on a plane. |
Pazar günü ya da pazartesi günü Konya'ya döneceğim. | I am going to return to Konya on Sunday or on Monday. |
Müzik dinleyeceğim. | I will listen to music. |
Müzik dinlerken uyuyacağım. | While listening to music, I am going to sleep. |
Mangalar heyecan verici | Mangas are exciting. |
Çiğ balığı severim | I like raw fish. |
Denizanasını severim. | I like jellyfish |
inci pahalıdır | pearl is expensive |
İleride üniversiteye gitmek istiyorum. | I would like to go to university in the future. |
Onları biliyorsun. | You know them. |
Geleceğe gitmek istiyorum. | I want to go there future. |
Bağırıyor. | He is shouting. |
Asker çocuğu koruyor. | The soldier is guarding the child. |
Çocuğun arkasında bir araba var. | Behind the boy, there is a car. |
Yanımda oturuyordu. | He was sitting next to me. |
Babama izin vermesi için yalvaracağım. | I will beg my father to give me permission. |
Bizi Real'e bırakacak. | He will drop us off at Real. |
Sanat iyileştiricidir. | Art is healing. |
bilim kurgu severim | I like science fiction. (sci-fi) |
Göbek deliğime yara bandı koydum. | I put a Band-Aid on my belly button |
umursamaz | He doesn't care. |
Kısaltma | Abbreviation |
başarısızlık | failure |
İyi bir yatırımcıdır. | He is a good investor. |
Tahmin ediyorum. | I take a guess. |
gardrop | wardrobe |
Arkadaşlarımla seve seve vakit geçireceğim. | I will gladly spend time with my friends. |
Akrabalarımla değerli zaman geçiriyorum. | I spend valuable time with my relatives. |
soba, fırın, ocak | stove |
Yırtıldı. | It got torn |
yırtmak | to tear |
geçen bahar yaprakları çok güzeldi | last spring leaves were very beautiful |
ona eşlik etmek | to keep her company |
Bulanık görüyorum | I see blurry |
alışabilirim | I can get used to it |
devlet okulu | government school |
baş dönmesi | dizziness |
şınav çekmek | to do push-ups |
gaz ve fren | gas and brake |
Kızımı görmek istiyorum. | I want to see my daughter. |
Yarın mahkemem var. | I have a court tomorrow. |
ondan sıkıldım | I got bored of it. |
bir veya iki kere | once or twice |
Üşüyorum. | I get cold. |
köşede bir koltuk var | there is an armchair in the corner |
boğazım ağrıdı | I had a sore throat. |
etüt | study |
Dondurmasını baş aşağı(ters) tutuyor. | he is holding his ice cream upside down |
kaliteli | Quality |
anlamlı | meaningful |
iletişim kurmak | communicate |
karnıbahar | cauliflower |
pırasa | leeks |
enginar | artichokes |
marul | lettuce |
siyah tohumlar | black seeds |
fırsatım olursa | if I have a chance |
deniz kızı | mermaid |