Dişçiye gittim. | I went to a dentist. |
Dişime dolgu yaptırdım. | I had my teeth filled. |
Bu orman evime çok yakın. | This forest is very close to my home. |
Onlar şimdi ayrı. | They are separate now. |
Boşandılar mı? | Have they been divorced? |
Onlar zaten boşandılar. - boşanmış durumdalar | They have already been divorced. |
acımasız | harsh |
perşembe | Thursday |
Mevlana'nın türbesi | Mevlana's tomb |
Orada dua ettin mi? | Did you pray there? |
Küresel ısınma | global warming |
Ayak işleri yapmak istemiyorum. | I don't want to run errands. |
Okulda birçok akranım var. | I have many peers at school. |
Babamın meslektaşı. | He is my father's colleague. |
Birbirleriyle tartıştılar. | They argued with each other. |
Ali, Veli'yi kalemini çalmakla suçladı. | Ali accused Veli of stealing his pencil. |
Maymunlar muzlara deli oluyor. | Monkeys are crazy about bananas. |
Yeni bir patronumuz var. | We have a new boss. |
Büyük bir aileyi beslemek | Feeding a big family |
Araba fiyatları gittikçe daha pahalı hale geliyor. | Car prices are getting more and more expensive. |
Seninle gurur duyuyorum. | I am proud of you. |
Ali, Veli'den utanır. | Ali is ashamed of Veli. |
Ben tatlıya düşkünüm. | I have such a sweet tooth. |
En iyi arkadaşımla tartıştım. | I had an argument with my best friend. |
Sefil görünüyorsun. - Çok kötü görünüyorsun. | You look miserable. |
Bir parkurda koşuyor. | He is running at a track. |
O pazara gitti. - Pazara gidiverdi. | She is off to the market. |
Annem greve gitti. | Mum went on a strike. |
Bulaşıklar birikiyor. | The dishes are piling up. |
Ev işleri yapmayı seviyorum. | I love doing chores. |
O kötü çocuğu övmemelisin. | You shouldn't praise that bad child. |
Homurdanma. | Don't grumble. |
Sanki beni engellememiş gibi | as if she didn’t block me |
Türk asıllıdır. | She is of Turkish origin. |
göksel elçi | celestial emissary |
ölümlü yolculuk | mortal journey |
geğirdi. | he burps. |
Tesadüfi | coincidental |
mevcut kişilere benzerlik | resemblance to existing persons |