Herkes burada olacak. | Everyone will be here. |
Bana elini ver. | Give me your hand. |
Herkes mutlu olacak. | Everyone will be happy. |
Herkes İngilizce konuşabilir. | Everyone can speak English. |
Masanın üzerinde çok sayıda tabak var. | There are many plates on the table. |
Ayşe'nin yanı sıra | as well as Ayşe |
Lütfen kendinize yardım edin! - İstediğinizi yiyin. | Please help yourself! |
küçük bir tahtadan | from a small board |
akrabalarımdan | from my relatives |
Ankara'dan | from Ankara |
akrabalarımın yerine | instead of my relatives |
ana kahvaltı yiyecekleri | the main breakfast foods |
ana giriş | the main entrance |
Kahvaltı erken servis edilir. | Breakfast is served early. |
Kahvaltı erken servis edildi. | Breakfast was served early. |
Bana biraz turşu ver. | Give me some pickles. |
Bana yardım elini ver. - uzat | Give me your helping hand. |
Evde bazı insanlar olabilir. | There might be some people in the house. |
Hırsızlar olabilir. | There might be thieves. |
Ali okula geç kalabilir. | Ali might be late for school. |
resmi olmayan bir kahvaltı | an informal breakfast |
Biraz hamur işi (poğaça-börek) alalım. | Let's buy some pastry. |
farklı şekiller | different shapes |
Birçok insan | lots of people |
hatta | even |
birçok farklı insan | lots of different people |
Ali adında bir yönetici | a manager called Ali |
Korto adında bir şehir | a city called Korto |
İçmek için bir pipet kullanın. | Use a straw to drink it. |
Jerry ile birlikteyim. | I'm with Jerry. |
sahil kasabası Bodrum'da | in the seaside town of Bodrum |
Sıkıldım. | I got bored. |
Heyecanlandım. | I got excited. |
Yeni bir şey denemeye karar verdim. | I decided to try something new. |
Tekrar deneyelim. | Let's try again. |
Sana aşık oldum. | I fell in love with you. |
Dondurmaya aşık oldum. | I fell in love with ice cream. |
Kuşadası'na taşınalım. | Let's move to Kuşadası. |
Kolay mıydı? | Was it easy? |
bir sürü hata | a lot of mistakes |
öğrenmeden önce | before I learned |
öğrendikten sonra | after I learned |
Hatalarımı yemek zorunda kaldım. | I had to eat my mistakes. |
Nasıl yüzeceğini biliyor musun? | Do you know how to swim? |
Erken kalkmak zorundayım. | I have to get up early. |
Sırrın nedir? | What’s your secret? |
dondurma tarifi | ice-cream recipe |
verebileceğim en iyi tavsiye | the best advice I can give |
Daha iyi bir tarif araştıralım. | Let's research a better recipe. |
satın alabileceğim en iyi araba | the best car I can buy |
yediğim hamburger | the hamburger I ate |
Yaptığım dondurma | the ice-cream I made |
Dondurma yaptım. | I made ice-cream. |
dikkatlice, dikkatli bir şekilde | carefully |
hızlı bir şekilde | quickly |
yeni tatlar, yeni lezzetler | new flavours |
muhtemelen | probably |
Deneyeceğim. | I'm going to try. |
Dondurma yapmaya çalışacağım. | I'M going to try to make ice-cream. |
tatlı ve tuzlu aromalar, tatlar | sweet and salty flavours |
Kekimi denemek ister misin? | Do you want to try my muffin? |
yağmurlu günlerde bile | even on rainy days |
Lezzetli görünüyor. | It looks delicious. |