Yesterday I forgot to eat apples. | Dün elma yemeyi unuttum. |
Do you like to study? | Sen ders çalışmayı seviyor musun? |
We need to have fun tonight. | Bu gece eğlenmemiz gerekiyor. |
that we have fun | eğlenmemiz |
It is forbidden that the citizens wait here | Vatandaşların burada beklemesi yasaktır |
You need to read that book | O kitabı okuman lazım |
You do not need to read this book. | Bu kitabı okuman lazım değil |
I need to write | yazmam lazım |
I do not want her to wait for me | Benim için beklemesini istemiyorum. |
Eating and drinking is important for us | Yeme içme bizim için önemlidir |
He needs to come here tomorrow | Onun yarın buraya gelmesi gerekiyor |
You need to give this to me. | Bunu bana vermen lazım. |
I do not lıke to do it. | Ben onu yapmayı sevmiyorum. |
İ do not want you to hate me. | Benden nefret etmeni istemiyorum. |
Then we need to danceç | O zaman dans etmemiz lazım |
I will let him go. | Onun gitmesine izin veriyorum. |
Let me! | İzin ver! |
You need to do this yourselves. | Sizin bunu kendinizin yapması lazım |
I need to do this myself | Ben bunu kendim yapmam lazım |
He needs to give this book to you. | Bu kitabı onun sana vermesi lazım. |
Your father wants you to make tea. | Baban çay yapmanı istiyor. |
İt is forbidden for you to come to this house. | Senin bu eve gelmen yasak. |
İ will let my daughter go to Germany. | Ben kızımın Almanya'ya gitmesine izin vereceğim. |
I like sitting by the window | Pencere kenarında oturmayı seviyorum |
You don't need to wake up. | Senin uyanmaman lazım |
The doctor wants the patient to rest. | Doktor hastanın dinlenmesini istiyor. |
You need to listen to this. | Senin bunu dinlemen lazım. |
İt is very important that you listen to this. | Bunu dinlemen çok önemli. |
Although İ look | Bakmama rağmen |
My son drinks milk every day before going to bed. | Oğlum her gün yatmadan önce süt içer.. |
before going to bed | yatmadan önce |
Before looking in the box get permission! | Kutunun içine bakmadan önce izin al! |
Although he went to bed, he has not fallen asleep yet. | Yatmasına rağmen henüz uyumadı. |
You need to wr'te | Yazman lazim |
You don't need to read this book. | Bu kitabı okuman lazım değil. |
He likes working in the garden. | O, bahçede çalışmayı seviyor. |
I need to wake up at 7 o'clock tomorrow. | Yarın saat yedide uyanmam lazim. |
although I look | bakmama rağmen |
You need to listen to this | Senin bunu dinlemen lazım |
I forgot to have fun last night | Dün gece eğlenmeyi unuttum |
I like to drink tea with my father. | Babam ile çay içmeyi seviyorum. |
Yesterday I forgot to eat apples. | Dün elma yemeyi unuttum. |
The weather is nice. The temperature is about 28 degrees, but it is very windy and the weather is smoky from the nearby forest fires. | Hava güzel. Sıcaklık yaklaşık 28 derecedir, ancak çok rüzgarlıdır ve hava yakındaki orman yangınlarından dumanlıdır. |
I am retired now. I was an attorney and a judge. | Şimdi emekliyim. Avukat ve hakimdim. |