I will arrive at the airport. | Havaalanına varacağım. |
They couldn't reach the North Pole. | Kuzey Kutbu'na ulaşamadılar. |
They produce cotton. | Pamuk üretirler. |
I want to increase my revenue. | Gelirimi artırmak istiyorum. |
God created the Universe. | Tanrı Evreni yarattı. |
Let's buy some clothes. | Hadi biraz kıyafet alalım. |
A new comet appeared. | Yeni bir kuyruklu yıldız ortaya çıktı. |
Ali founded a factory. | Ali bir fabrika kurdu. |
Ali found a factory. | Ali bir fabrika buldu. |
You can reach that level. | Bu seviyeye ulaşabilirsin. |
fame and fortune | şöhret ve servet |
If I buy a new house, ... | Yeni bir ev satın alırsam, ... |
We don't want to sell our house. | Evimizi satmak istemiyoruz. |
to create their company | şirketlerini oluşturmak için |
I am looking for you. | Ben seni arıyorum. |
Have you heard about the latest news? | En son haberleri duydunuz mu? |
Let's take up a yoga class. | Hadi bir yoga dersi alalım. |
You can get benefit. | Faydalanabilirsiniz. |
Crowds prevent people. | Kalabalıklar insanları engeller. |
Reaching my goals is very important for me. | Hedeflerime ulaşmak benim için çok önemli. |
Speaking English is fun. | İngilizce konuşmak eğlencelidir. |
Can you imagine? | Hayal edebiliyor musun? |
Move your body! | Vücudunu hareket ettir! |
Please pay attention. | Lütfen dikkat edin. |
I want to bring the system under control. | Sistemi kontrol altına almak istiyorum. |
There were barely anyone at the wedding. | Düğünde neredeyse kimse yoktu. |
There were hardly anyone at the concert. | Konserde neredeyse hiç kimse yoktu. |
You must remove the lid first. | Önce kapağı çıkarmalısınız. |
Imagine you are in Paris now. | Şimdi Paris'te olduğunuzu hayal edin. |
Bring me some water please. | Bana biraz su getir lütfen. |
Take a deep breath. | Derin bir nefes alın. |
I'm trying to lose weight. | Zayıflamaya çalışıyorum. |
I'm trying losing weight. | Kilo vermeyi deniyorum. |