another edition | başka bir baskı |
seaside town | Sahil kasabası |
I got bored. | Sıkıldım. |
I decided to try something new. | Yeni bir şey denemeye karar verdim. |
He fell in love with her. | Ona aşık oldu. |
She made mistakes. | Hatalar yaptı. |
I learnt how to do it. | Nasıl yapılacağını öğrendim. |
I got to eat my mistakes. | Hatalarımı sindirmeye alıştım. |
What is the secret? | Sır nedir? |
the best advice I can give | Verebileceğim en iyi tavsiye |
they didn’t research it . | Araştırmadılar. |
a better view | Daha İyi Bir Görünüm |
right now | şu anda |
We sell 32 different flavours of ice cream. | 32 farklı dondurma lezzeti satıyoruz. |
We sold out of the T-shirts | Tişörtlerin hepsini sattık. |
seaweed | Deniz yosunu |
salty snacks | tuzlu atıştırmalıklar |
the busiest time | En yoğun zaman |
sweet candy | tatlı şeker |
That is good to hear! | Bunu duymak güzel! |
an ice cream scoop | bir dondurma kepçesi |
psychological | psikolojik |
he deserves the money he earns | kazandığı parayı hak ediyor |
to earn money | para kazanmak |
there was good view | iyi manzara vardı |
I always get up late in the morning at the weekends. | Hafta sonları her zaman sabahları geç kalkarım. |
I want to learn English better. | İngilizceyi daha iyi öğrenmek istiyorum. |
When I do something, I focus on it carefully. | Bir şey yaptığımda, ona dikkatle odaklanırım. |
I don’t know what I am definitely going to eat in the next few days. | Önümüzdeki birkaç gün içinde kesinlikle ne yiyeceğimi bilmiyorum. |
I bought a jumper. | Bir kazak aldım. |
I like to go to a cafe and talk with my friends. | Bir kafeye gitmeyi ve arkadaşlarımla konuşmayı severim. |
I am going to see my teachers and classmates in the next week. | Önümüzdeki hafta öğretmenlerimi ve sınıf arkadaşlarımı göreceğim. |
I have no plan for now. I am probably going to sleep until 10:30 a.m. | Şimdilik bir planım yok. Muhtemelen saat 10:30'a kadar uyuyacağım. |
Mehmet is the longest student in the class. | Mehmet, sınıfında en uzun öğrencidir. |
İstanbul is the biggest city in Turkey. | İstanbul, Türkiye’nin en büyük şehridir |
İstanbul is the most beautiful city in Turkey. | İstanbul, Türkiye’ de en güzel şehirdir. |
Mercedes is the most comfortable car I have ever seen. | Mersedes, gördüğüm en konforlu arabadır. |
the most beautiful city | en güzel şehir |
the most difficult question | en zor soru |
It was too bad. | Çok kötüydü |
The coffee is too hot to drink | Kahve içmek için çok sıcak. |
It was too difficult to answer the question. | Soruyu cevaplamak çok zordu |
He speaks too fast to understand. | Anlayamayacak kadar hızlı konuşuyor. |
She plays piano. She sings too. | O, piyano çalıyor. O, şarkı da söylüyor. |
The longest river | en uzun nehir |
The biggest building | en büyük bina |
The shortest road | en kısa yol |
The busiest time | en yoğun zaman |