the oldest monuments | en eski anıtlar |
much about pyramids | Piramitler hakkında çok şey |
It remains a mystery | Bir gizem olarak kalır. |
I suppose that you've already heard the news | Sanırım haberi zaten duydun |
Once we've received your cheque | çekinizi alır almaz, |
otherwise | aksi takdirde |
rationalist | akılcı |
certain ideas | Belirli Fikirler |
He claimed | İddia etti |
blank slate | boş levha |
at birth | doğumda |
innate knowledge | doğuştan gelen bilgi |
with the help of him | Onun yardımıyla |
on behalf of them | Onlar adına |
in terms of his view | Onun görüşü açısından |
together with his money | Parasıyla birlikte |
unlike them | onların aksine |
We escaped by means of a secret tunnel. | Gizli bir tünel aracılığıyla kaçtık. |
My house is similar to yours. | Evim seninkine benziyor. |
in the hope of improving her French. | Fransızcasını geliştirme umuduyla. |
disagreements over the definition | tanım üzerindeki anlaşmazlıklar |
meaning of privacy | Gizliliğin Anlamı |
fundemental value | temel değer |
overall increase | genel artış |
The demand is projected to increase. | Talebin artması öngörülüyor. |
rapidly changing society | Hızla değişen toplum |
It necessitates spending a lot of money. | Çok para harcamayı gerektirir. |
continuous updating knowledge | sürekli güncellenen bilgi |
competence in an evolving environment | gelişen çevrede yeterlilik |
lifelong learning solutions | Hayat boyu öğrenme çözümleri |
It defined as art. | Sanat olarak tanımlandı. |
dynamic process | dinamik süreç |
It demands a lof of things | Bir şeyler gerektirir |
a fully realised vision of the content | tamamen gerçekleştirilmiş içerik vizyonu |
in a curriculum | bir müfredatta |
theoretical understanding | Teorik anlayış |
Teachers have to become expert. | Öğretmenler uzman olmak zorundadır. |
repertoire of strategies | stratejilerin repertuarı |
They can respond effectively | Etkili yanıt verebilirler |
an individual student's learning | Bireysel bir öğrencinin öğrenmesi |
as a whole | bir bütün olarak |
teacher's toolkit | öğretmenin araç seti |
It encompasses professional philosophy | Mesleki felsefeyi kapsar |
the purposes of early education | erken eğitimin amaçları |
a range of methods | Bir dizi yöntem |
for putting views into action | görüşleri harekete geçirmek için |
preparation opportunities | Hazırlık Fırsatları |
how best to assist students | öğrencilere en iyi nasıl yardım edildiği |
She reluctantly agreed to step down. | İsteksizce istifa etmeyi kabul etti. |
She was treated too harshly | O çok sert muamele gördü |
Instinctively my hand reached for my phone. | İçgüdüsel olarak elim telefonuma ulaştı. |
Many companies were adversely affected. | Birçok şirket olumsuz etkilendi. |
in case of fire | yangın durumunda |
with the exception of this movie | Bu film hariç |
regardless of what they said | Ne dediklerine bakılmaksızın |
as opposed to strength | Gücün aksine |
They walked slowly through the woods. | Ormanda yavaşça yürüdüler. |