We apologize for the inconvenience | Yasanan aksaklik için ozur dileriz |
not to be exposed to snoring noise | horlama sesine maruz kalmamak |
I am very happy that we will work together again (I am so glad we will be working together again) | Tekrar birlikte çalışacağımız için çok mutluyum |
prior to the definite acceptance a visit to the beneficiary institution was made | kesin kabulden önce yararlanıcı kuruma ziyareti gerçekleştirildi |
The certificate is signed and sent to the owner and saved to the system in the Yes-TR database. | Sertifika imzalanarak sahibine gönderilir ve Yes-TR veritabanında sisteme kaydedilir. |
The person is mending the dress | Kişi elbiseyi dikiyor |
Our ribs are the bones that protect our organs in the trunk (body). | Kaburgalarımız gövdedeki organlarımızı koruyan kemiklerdir. |
model of the stomach | midenin modeli |
White rabbit in green grass | Yeşil çimenlerdeki beyaz tavşan |
The index finger is generally called a pointer | İşaret parmağına genellikle işaretçi denir. |
We changed your input because we detected potentially bad content. | Potansiyel olarak kötü içerik tespit ettiğimiz için girişinizi değiştirdik. |
There's no but (no ifs nor buts) | Amasi mamasi yok |
a cartoon | çizgi film |
you are cool | havalısın |
it is called x | buna x denir |
Rather like a fox | tilki ziyade gibi |
thank god (fortunately) | çok şükür |
In 2007 | 2007 yılında |
down-to-earth | ayakları yere basan |
Introducing the concept of “green building” to Turkey (familiarising the concept of “green building” with Turkey) | "yeşil bina" kavramını Türkiye ile tanıştıran |
Born on February 23, 1925 in Artvin | 23 Şubat 1925 yılında Artvin'de dünyaya gelen |
I graduated as a civil engineer | inşaat mühendisi olarak mezun oldum |
Having worked for years both in the private sector and in the state service, | Hem özel sektörde hem de devlet görevinde yıllarca emek veren |
I will explain the possibilities presented in regulis (offered by) | regulis'te sunulan imkanları anlatacağım. |
At the end of the seminar we will have enough time to discuss your questions and ideas. | Seminer sonunda sorularınızı ve fikirlerinizi tartışmak için yeterli zamanımız olacak. |
We plan to talk about all stages of this transformation, affecting both manufacturering firms and designers. | Hem üretici firmaları hem de tasarımcıları etkileyen bu dönüşümün tüm aşamalarını konuşmayı planlıyoruz. |
to toss a coin | yazı tura atmak |
Serving in World War II and War of Independence | Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda görev yapan |
is being transferred to the white screen | beyaz perdeye aktarılıyor |
he dedicated his life to me (devoted) | o bana hayatını adadı |
Registration is mandatory | Kayıt zorunludur |
toolbox | alet kutusu |
face to face | yüz yüze |
Once in a blue moon | Ayda yılda bir |
Aide Memoire | aide memoire |
War of independence | Kurtuluş Savaşı |
in separate locations | ayrı konumlarda |
They go as they came | Geldikleri gibi giderler |
Bosphorus | İstanbul Boğazı |
after kidnapping his married lover he made plans to go to Vienna | evli sevgilisini kaçırıp Viyana’ya gitme planları yapmış |
For Seda, life will begin to flow in a very different direction than she planned. | Seda için hayat, planladığından çok daha farklı bir yönde akmaya başlayacaktır |
has become a warrior | savaşçı halini almıştır |
our film that will be shown is free | gösterilecek olan filmimiz ücretsiz olup |
The concert was cancelled | Konser iptal oldu |
I'll leave right after sending an e-mail to the World Bank | Dünya bankasına mail gönderip çıkacağım |
Champion How are you doing? | Şampiyon Senin nasıl gidiyor? |
Welcome to your hometown | Memleketine hoşgeldin |
good luck | Yarasın |
Enjoy watching (Good cruising) | İyi seyirler |
I feel tired | Kendimi yorgun hissediyorum |
I need to send an email | e-posta atmam gerek |
Laughing suits you very well. | Gülmek sana çok yakışıyor |
Always be good and healthy. May your face always smile | Hep iyi ve sağlıklı ol. Yüzün hep gülsün |
The eye does not see the eye | Göz gözü görmüyor |
a two-door car. | iki kapılı bir araba. |
garlic onion (head) | sarımsağın soğanı |
makes the brand | marka haline getirir (markayı yapar) |
my father-in-law, who raised my wife | eşimi yetiştiren kayınpederimin |
other members of our family who are fathers | ailemizde baba olan diğer fertlerimiz |
Mesut got angry | Mesut sinirlendi |
my father is angry with me | babam bana sinirli |
you are a unique person | şahısına munhasır bir insansin |
lunch break | öğle tatile (öğle yemeği molası/arası) |
I feel tired | kendimi yorgun hissediyorum |
hot pepper (chilli peper) | acı biber |
A woman is enjoying delicious pizza | Kadın lezzetli pizzanın tadını çıkarıyor |
see translation | çeviriyi gör |
window seat | cam kenarı koltuk (pencere koltuğu) |
Being hit by a car | Bir araba tarafından vurulmak |
folded sleeve (cuffed sleeve) | katlanmış kol |
Blue color is often associated with sadness | Mavi renk genellikle üzüntü ile ilişkilendirilir |
declaration of independence | bağımsızlık bildirgesi |
a parade | geçit töreni |
Bicycle owners are responsible for any damage caused to themselves and/or other passengers. | Bisiklet sahipleri kendilerine ve/veya diğer yolculara verdiği her türlü zarardan sorumludur. |
contact | iletişim |
fleet | filo |
Loading, storing and unloading of the bikes on the train will be done by the owner of the bike. | Bisikletlerin trene yükleme, trende muhafaza ve trenden indirme işlemleri bisiklet sahibi tarafından yapılacaktır. |
Only one bicycle is allowed per passenger. | Yolcu başına sadece bir adet bisiklet taşınmasına izin verilmektedir. |
It must be transported in a way that does not hinder the passage of passengers. | yolcu geçişini engellemeyecek şekilde taşınması gerekmektedir |
Environmental Management Systems - Requirements and guidance to use | çevre yönetim sistemleri - şartlar ve kullanım kılavuzu |
This standard was prepared by the Technical Committee | Bu standard Teknik Komitesi tarafından hazırlanmıştır |
Change banknotes to coins | Kağıt paraları demir paraya bozdur |
Real estate agent met with a client | Emlakçı bir müşteri ile buluştu |
you are all invited | hepiniz davetlisiniz |
what's up? | neler var? |
ripe orange | olgun portakal |
How much is the salary? | Maaş ne kadar? |
With the participation of international scholars (experts) | uluslararası bılırkişelirin katılımıyla |
three consecutive days | üç peşpeşe gün |
The exam results will be announced tomorrow, I am really anxious about that. | Sınav sonuçları yarın açıklanacak, bu konuda gerçekten kaygılıyım. |
with Turkey time | Türkiye saati ile |
not to be exposed to snoring noise | horlama sesine maruz kalmamak |
sleeping apart has become a tradition | ayrı uyumak bir gelenek haline dönüşmüştür |
not to be disturbed while sleeping | uyurken rahatsız edilmemek |
to avoid situations such as kicking, hand, arm bumps | tekme el, kol çarpması gibi durumları yaşamamak için |
Transformation in Structures Summit | Yapılarda Dönüşüm Zirvesi |
He's ready for promotion, but the competition is really tough. | O, terfi için hazır ama rekabet gerçekten çok sert. |
mail box (post box) | posta kutusu |
can i have two of them | iki tane onlardan alabilir miyim |
I'm skeptical | kuşkuculum |
Get ready for a feast of mouth-watering flavor! | ağız sulandıran bir lezzet şölenine hazır olun! |
Get ready to fly with the delicacies of Turkish cuisine! | Türk mutfağının lezzetleriyle uçmaya hazır olun! |
This event is a culinary adventure that you will not want to miss! | bu etkinlik kaçırmak istemeyeceğiniz bir mutfak macerası! |
Click to view it in the browser | Tarayıcıda görüntülemek için tıklayın |
We would appreciate it if you let people know who might be interested. | İlgilenebilecek kişilere bildirirseniz seviniriz. |
flight attendant | uçuş görevlisi |
to change the channel | kanalı değiştirmek |
Chestnut covered with thorns (sea urchine) | Kestane, dikenlerle kaplı (deniz kestane) |
I have read and agree to the Clarification Text (illumination text) | Aydınlatma Metni'ni okudum ve onaylıyorum |
timetable (trip calendar) | Sefer Takvimi |
tipped pen (machanical pencil) | uçlu kalem |
a letter stamp | mektup pulu |
to pass the introduction chapter | Giriş faslını geçmek |
befits you (suits you) | yakışmış sana |
Vampires are afraid of the sun | Vampirler güneşten korkarlar |
The number 13 is considered unlucky in many cultures (ominous). | 13 rakamı birçok kültürde uğursuz olarak kabul edilir. |
knock on wood | tahtaya vurmak |
I am like that (That's how I am) | ben böyleyim |
But this is the last time (let this be the end) | bu son olsun |
Come, let's make peace | gel barışalım |
For the love of God (For God's sake) | Allah aşkına |
Thanks God | 1Allaha şükür |
God knows | Allah bilir |
o my god (gosh) | Allah Allah |
let the God give | Inşallah (hadi Inşallah) |
thanks to God | Maşallah |
go on | yalla |
good luck | güle güle git, güle güle gel |
have a good trip | yolunuz açık olsun |
Can you stop at an available place? (Can you stop somewhere?) | musait bir yerde durabilir misiniz? |
have a good day | hayırlı günler |
have a nice work | Hayırlı işler |
oh | .comyaaa |
really? | vay vay vay (vay be, hadi ya) |
really? | .yuh be |
that's how it is (well well) | işte öyle |
Hello | Selamün aleyküm |
Shut up! (Shut your mouth) | kapa çeneni! |
Why does the Earth revolve around the Sun? | Dünya Güneş'in çevresinde neden döner? |
Why did you yell at me in front of everyone? | bana herkesin önünde niye bağırdın? |
a corkscrew with wooden handle | ahşap saplı tirbuşon |
simultaneously | eşzamanlı |
We apologize for the inconvenience | Yasanan aksaklik icin ozur dileriz |
Cookie Policy | Çerez Politikası |
Frequently Asked Questions | Sıkça Sorulan Sorular |
Clarification Text (Illumination Text) | Aydınlatma Metni |
Terms and Conditions | Kural ve Koşullar |
Coke contains too much sugar (Coke contains a lot of sugar) | Kola çok fazla şeker içerir |
Pay phone | Ankesörlü ödemeli telefon |
Arctic Circle | Kuzey Kutup Dairesi |
wasteland | çorak arazi |
Use your mobile phone horizontally. | Cep Telefonunuzu yatay olarak kullaniniz. |
Young people who are neither in education nor in employment | Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan Gençler |
Labor Market | İşgücü Piyasası |
Access and Communication | Erişim ve İletişim |
Dissemination of company strategy | şirket stratejisinin yaygınlaştırılması |
You're giving me a little taste of this Çanakkale trip. | Bu Çanakkale gezısının ucundan azıcık tattırıyorsun yanıı. |
My nose is blocked (I have a stuffy nose) | Burnum tıkalı |
toe nail | Ayak parmağı tırnağı |
narrow passage | dar geçiş |
wide valley | geniş vadi |
deep river | derin nehir |
shallow lake | sığ göl |
should I call? | arayım mı? |
Is there a bakery around here? | Buralarda bir fırın var mı? |
It will leave you breathless | sizi soluksuz bırakacak |
medical details | tıbbi detaylar |
we are here with an exciting work | heyecan verici bir eserle karşınızdayız |
Gerritsen's book “The Surgeon” | Gerritsen'in "Cerrah" adlı kitabı |
Murders committed in Boston | Boston'da işlenen cinayetler |
It brings Ali and Mustafa together. | Ali ve Mustafa'yı bir araya getiriyor. |
This masterful blend of crime, suspense and medical details will leave you breathless. | Suç, gerilim ve tıbbi detayların ustaca harmanlandığı bu eser, sizi soluksuz bırakacak. |
Shall we go buy watermelon? | Karpuz almaya gidelim mi? |
Salamanders are amphibians | Semenderler amfibidir |
soybeans (soybean) | soya fasülyesi |
Food is fuel for the body. | Gıda vücut için yakıttır. |
sandy beach | kumlu plaj |
alcohol content | Alkol oranı |
These drinks contain alcohol | Bu içecekler alkol içeriyor |
The bat is hanging on the branch | Yarasa, dalda asılı duruyor |
Erciyes is covered with white (Erciyes is covered in white) | Erciyes beyazla kaplanıyor |
letter papers and envelopes (stationary) | mektup kâğıtları ve zarflar |
strict boss | Katı patron |
a pencil | kurşun kalem |
can opener | konserve açacağı |
Short sleeved | Kısa kollu |
increase and decrease | artırmak ve azaltmak |
right and wrong (true and false) | doğru ve yanlış |
private and public | özel ve kamu |
near and far (close and distant) | yakın ve uzak |
noisy and quiet (loud and silent) | gürültülü ve sessiz |
real and fake | gerçek ve sahte |
high and low | yüksek ve alçak |
strong and weak | güçlü ve zayıf |
young and old | genç ve yaşlı |
early and late | erken ve geç |
soft and hard | yumuşak ve sert |
light and heavy | hafif ve ağır |
to ascend and to descend (to rise and to fall) | yükselmek ve alçalmak |
to sow and to reap | ekmek ve biçmek |