I am in big trouble. | Başım büyük belada. |
My plan was 'studying medicine' at university! | Planım üniversitede tıp okumaktı! |
It is not a good idea anymore. | Artık iyi bir fikir değil. |
My parents worried about money. | Ailem para konusunda endişeleniyor. |
I looked at courses which is cheaper. | Daha ucuz kurslara baktım. |
History doesn't really interest me much. | Tarih gerçekten pek ilgimi çekmez. |
A baby requires constant care. | Bir bebek sürekli bakım gerektirir. |
I am not sure what to do! | Ne yapacağımdan emin değilim! |
flight attendant | uçuş görevlisi |
Fortunately, no one was hurt in the accident. | Neyse ki kazada kimse yaralanmadı. |
local care home | Yerel bakım evi |
He enjoyed having free time. | Boş vakit geçirmekten hoşlanırdı. |
I spend less time travelling. | Seyahat etmek için daha az zaman harcıyorum. |
I have more time to relax. | Rahatlamak için daha fazla zamanım var. |
I am going to continue workout. | Egzersize devam edeceğim. |
What qualifications do you need for this job? | Bu iş için hangi niteliklere ihtiyacınız var? |
My lesson was cancelled. | Dersim iptal edildi. |
I have advanced teaching skills. | İleri düzeyde öğretmenlik becerilerim var. |
The business closed down. | İş kapandı. |
I began to wonder what would happen. | Ne olacağını merak etmeye başladım. |
I have plenty of money saved. | Biriktirdiğim bir sürü param var. |
I chose a safer career. | Daha güvenli bir kariyer seçtim. |
It is time to enjoy life. | Hayatın tadını çıkarma zamanı. |
I had my hair cut. | Saçımı kestirdim. |
The sea in Gazipaşa is shallow but wavy. | Gazipaşa'nın denizi sığ ama dalgalıdır. |
The sea in Erdemli is not deep and wavy. | Erdemli'de deniz derin ve dalgalı değildir. |