Artık futbolcu değilim. | I am no longer a footballer. |
başkent | capital city |
birçok insan | many people |
O şehre taşındılar. | They moved to that city. |
Uluslararası olarak | internationally |
merkez ofisi, karargah | headquarters |
Bitirdikten sonra | After finishing |
Tartışmak hakkında | About arguing |
Çözmekte iyiyim | Good at solving |
Düzenlemekle sorumluyum | Responsible for organizing |
Gitmekten heyecanlıyım | Excited about going |
Tamamlamakta ısrar etti | Insisted on completing |
Geliştirmeye adanmış | Dedicated to improving |
Okumayı seven | Fond of reading |
Konuşmaktan korkan | Afraid of speaking |
Çalışmaya bağlı | Committed to working |
Ben onlara yardım etsem de, ... | Although I help them |
Çünkü yağmur yağıyor, ... | Because it's raining |
O erken ayrıldığından beri, ... | Since she left early |
Eğer beni ararlarsa, ... | If they call me |
Eğer ödevini bitirmezsen, ... | Unless you finish your homework |
Ben uyurken, ... | While I was sleeping |
Gitmeden önce, ... | Before we go |
Onlar geldikten sonra, ... | After they arrived |
O uyanır uyanmaz, ... | As soon as she wakes up |
Nereye gidersen git, ... | Wherever you go |
Geç bile olsa, ... | Even though it's late |
Sanki her şeyi biliyormuş gibi, ... | As if he knows everything |
Yağmur yağarsa diye, ... | In case it rains |
Anlasınlar diye, ... | So that they understand |
Bir çözüm bulana kadar, ... | Until we find a solution |
Sen mutlu olduğun sürece, ... | As long as you are happy |
Zamanında bitirirse, ... | Provided that he finishes on time |
Onlar gittikten sonra, ... | Now that they're gone |
Zor olsa da, ... | Though it's difficult |
Beklerken, ... | While we wait |
Sanki önemli değilmiş gibi, ... | As if it's not important |
Erken başladıkları için, ... | Since they started early |
Sen uzakken, ... | While you were away |
Evet dediği halde, ... | Although she said yes |
Kötü hava yüzünden, ... | Because of the bad weather |
Unutursan diye, ... | In case you forget |
Özür dilerse, ... | If he apologizes |
Güneş batmadan önce, ... | Before the sun sets |
Projeyi bitirdikten sonra, ... | After we finish the project |
Öğrenebilsin diye, ... | So that he can learn |
Zor olsa da, ... | Even if it's difficult |
Onlar varır varmaz, ... | As soon as they arrive |
Onlar uyurken, ... | While they're sleeping |
İmkansız gibi görünse de, ... | Though it seems impossible |
Karanlık olmadan önce, ... | Before it gets dark |
Öğle yemeklerini yedikten sonra, ... | After they have lunch |
Yeni bir şehre taşındığından beri, ... | Since he moved to a new city |
Hiç tanışmamış gibi, ... | As if they never met |
Kabul ederse, ... | Provided that she agrees |
Çözümü bulana kadar, ... | Until we find the solution |
Anahtarları unuttuğu için, ... | Because he forgot the keys |
Bir daha olmaması için, ... | So that it won't happen again |
En iyisini yapmaya çalışsalar da, ... | Although they tried their best |
Misafirler gelmeden önce, ... | Before the guests arrive |
Eğer sakıncası yoksa, ... | If you don't mind |
O tatildeyken, ... | While she's on vacation |
Hiç olmamış gibi, ... | As if it never happened |
Acil bir durumda, ... | In case of an emergency |
Filmi bitirdikten sonra, ... | After we finish the movie |
Şirketi terk ettiğinden beri, ... | Since he left the company |