Sonuçlar kayda değer bir ilerleme olduğunu göstermiştir. | The results indicated considerable progress. |
Curie hayatını bilime adadı. | Curie devoted her life to science. |
Susan plana karşı çıktı. | Susan opposed to the plan. |
Tüm umutlarını terk ettiler. | They abandoned all their hope. |
Çok şey başardı. | She accomplished a great deal. |
Şaşırdık. | We were astonished. |
Sigarayı bıraktı. | He gave up smoking. |
Bazı bilgiler alıyoruz. | We obtain some information. |
Hastalık ilaçlara yanıt vermedi. | The disease failed to respond to the drugs. |
Annem bana izin vermeyecek. | My mother won't allow me. |
Sanırım erken gelmeliyiz. | I assume that we should arrive early. |
Seninle tanıştığımı hatırlıyorum. | I recall having met you. |
Sebzeler çürümeye başladı. | The vegetables started to decay. |
Bu iş için gerekli becerilere sahip. | He possesses the skills for the job. |
Lütfen kullanım kılavuzunuza bakın! | Please refer to your owner's manual! |
Bütün aile camiye gider. | The whole family attends to mosque. |
Bir mimar binaları tasarlar. | An architect designs buildings. |
Oğlum birçok farklı etkinliğe katılıyor. | My son participates in many different activities. |
Bir beceri edinmek için çok zaman gerektirir. | It requires a lot of time to acquire a skill. |
Sınıf faaliyetlerinin hiçbirine katılmadı. | She didn't take part in any of the class activities. |
Turizm Politikaları | tourism policies |
özel (adanmış) bir bakanlık | a dedicated ministry |
paydaş | stakeholder |
oldukça, eşit bir şekilde | fairly |
Faydaları yayarken | While spreading the benefits |
Turizmin faydaları | the benefits of tourism |
Yeni politikalara bağlı olarak | Depending upon new policies |
önem | significance - importance |
bir gelir kaynağı olarak | as a source of income |
bir asker olarak | as a soldier |