Eski kitaplardan kurtulmalıyız. | We must get rid of old books. |
İstediğim her şeyi başardım. | I accomplished whatever I wanted. |
psikolojinin alt alanı | subfield of psychology |
Veli niyetini açıkladı. | Veli stated his intention. |
hizmet güvenilirliği | reliability for service |
O, bir cevap arıyor. | He is seeking (for) an answer. |
Robotlar birçok eylem icra etti. | Robots performed many actions. |
hayatın her yönü | every aspect of life |
Teorilerinize değindim. | I referred to your theories. |
Ali onu utangaç olarak tanımladı. | Ali described her as a shy. |
Savaşan ülkeler | warring countries |
tahmin | prediction |
Koşullar geçerli olabilir. | Conditions may apply. |
müdahale-araya girme | intervention |
Son buluşlar | Recent inventions |
Başarılarım | My accomplishments |
BM İkinci Dünya Savaşı'ndan çıktı. (ortaya çıktı) | The UN emerged out of the WW II. |
Avrupa kıtası | the European continent |
kara kütleleri | land masses |
Ali, Veli'yi tehdit etti. | Ali threatened Veli. |
yaklaşık yüzde yirmi dokuz | around twenty nine percent |
gezegenin yüzeyi | the planet's surface |
Bu diyeti sürdürelim. | Let's maintain this diet. |
(başlatmak) | (to) initiate |
Ali tarafından icat edilen bu silah iyi. | Invented by Ali, this gun is good. |
Bir savaşın ardından... | After a battle, ... |
barut | gunpowder |
hızlaca | rapidly |
Bunu ispat edemezsin. | You can't prove this. |
Sanal öğeler | Virtual items |
Bu tam olarak ne zaman oldu? | Exactly when did this happen? |
bu çanak çömleğin ilk örnekleri | early examples of this pottery |
sonunda, nihayetinde | eventually |
sürekli olarak, tutarlı olarak | consistently |
kısmen | partially |
Ali, Veli'yi beklemek zorunda kaldı. | Ali had to wait for Veli. |
Daha erken gelmeliydim. | I should have come earlier. |
Daha iyi bir bilgisayar almalıydım. | I should have bought a better computer. |
Ali şu anda müsait değil. | Ali is not available now. |
yaygın benimseme | widespread adoption |
kişisel bilgisayarların ortaya çıkmasına kadar | until the emergence of personal computers |
görünme - kaybolma | appear-disappear |
denizaltı İnternet kablosu | the undersea Internet cable |
kısa bir yol | a short path |
Servet sahibi insanlar | people with fortune |
kırmızı etekli kadın | the woman with a red skirt |
Lütfen ekran döndürmeyi etkinleştirin. | Please enable screen rotation. |
Ayşe eve geç geldi ve babasını kızdırdı. (eve geç gelip) | Ayşe came home late, making her dad angry. |
güvenli bağlantılar | secure attachments |
para karşılığında | in return for money |
En kapsamlı metro sistemi | the most comprehensive subway system |