yarına kadar (bir sefere mahsus) | by tomorrow |
Bundan kim sorumlu? | Who is responsible for this? |
İleri seviyede İngilizce | advanced level of English |
kocamın şirketi | my husband's company |
mümkün olan her eylem | every possible action |
suçlular | criminals |
istismar etmek | (to) exploit |
harekete geçmek | (to) take action |
Bilim kurgu | science fiction |
Bu yemek yemek için çok sıcak. | This meal is too hot to eat. |
Başka bir ev alacak kadar zenginim. | I am rich enough to buy another house. |
Çok az insan bunu biliyor. (Pek kimse bilmiyor) | Few people know about this. |
pek olmayan kitap, pek yok | few books |
Ali beni arar aramaz... | As soon as Ali called me, ... |
Ali'nin hatırlayabildiği kadarıyla, ... | As far as Ali can remember, ... |
Kariyer değerlendirme ve danışmanlık | career assessment and counselling |
bir takım uzmanlar | a number of experts |
Faydalı bir egzersiz | a beneficial exercise |
acil bir durumda, camı kırın | in case of emergency, break the glass |
Kitabından önce | Prior to his book |
kocam adına | on behalf of my husband |
tarihsel yönleri | historical aspects |
Eve gelir gelmez | as soon as I come home |
Sadece beni ararlarsa (ancak bu olursa) | Only if they call me |
Çok güçlü olduğu göz önüne alındığında, ... | Given that he is so strong, ... |
Tarihsel olsun ya da olmasın (gerek olsun ya da olmasın) | whether it be historical or not |
(için) bir soruşturma yürütmek | (to) conduct an investigation |
soruşturma | investigation |
Spor benim alanım. | Sports is my field. |
arkeolojik kazı | archeological excavation |
kuşlar hakkında bir araştırma | a survey on birds |
Er ya da geç | sooner or later |
Yeni bir telefon satın almanız gerekecek. | You will have to buy a new phone. |
Ya okuyacaksınız ya da yazacaksınız. | You will either read or write. |
Ne okuyacaksın ne de yazacaksın. | You will neither read nor write. |
kadar eşit derecede | as ... as |
Londra, Moskova kadar (eşit derecede) büyük. | London is as huge as Moscow. |
ilgilendiğim kadarıyla (bana kalırsa) | as far as I am concerned |
notlarımı gözden geçirdiğim sürece | as long as I review my notes |
günlük egzersiz yapmanın yanı sıra | as well as doing daily exercise |