| Şoför köpeğe parasını vermek üzereydi. | The driver was
about to give Dog
his change. |
| Aniden uyandım | I woke up suddenly |
| Şoför çok sinirliydi. | The driver was
very annoyed. |
| Piyano çalardım. | I used to play the piano. |
| Londra’da yaşardı. | She used to live in London. |
| Çok sigara içerdi. | He used to smoke a lot. |
| Her yaz denize giderdik. | We used to go to the beach every summer. |
| Birlikte çalışırlardı. | They used to work together. |
| Kız kardeşim utangaçtı. (or: Kız kardeşim eskiden utangaçtı) | My sister used to be shy. |
| Köpek bütün gece havlar(dı). | The dog used to bark all night. |
| Brokoliden nefret ederdim. | I used to hate broccoli. |
| Öğretmendi. (or: Eskiden öğretmendi) | He used to be a teacher. |
| Akşam yemeğini saat 7’de yerlerdi. | They used to eat dinner at 7 pm. |
| eskiden öğrenciydim. | I used to be a teacher. |
| Eğer yağmur yağarsa, dışarı çıkmayacağım. | If it rains, I will not go outside. |
| Eğer çalışırsan, sınavı geçersin. | If you study, you will pass the exam. |
| Eğer erken kalkarsan, kahvaltı yapabilirsin. | If you get up early, you can have breakfast. |
| Eğer susadıysan, su içebilirsin. | If you are thirsty, you can drink water. |
| Eğer yorgunsan, dinlenmelisin. | If you are tired, you should rest. |
| Eğer dikkatli olmazsan, düşersin. | If you are not careful, you will fall. |
| Eğer buraya gelirsen, seni göreceğim. | If you come here, I will see you. |
| Eğer bana gerçeği söylersen, seni affedeceğim. | If you tell me the truth, I will forgive you. |
| Eğer iyi notlar alırsan, sana hediye alacağım. | If you get good grades, I will buy you a present. |
| Şapka giyen kadın | The woman who is wearing a hat |
| Açtığım kapı | The door which I opened |
| Okuduğum kitap | The book which I read |
| Sevdiğim şarkı | The song which I love |
| Havlayan köpek | The dog which is barking |
| Yediğim elma | The apple which I ate |
| Oturduğum sandalye | The chair which I sat on |
| Bindiğim otobüs | The bus which I took |
| Aldığım araba | The car which I bought |
| Çalışan öğrenci | The student who is studying |
| Dans eden çocuklar | The children who are dancing |
