| Bu araba o arabadan daha hızlı. | This car is faster than that car. |
| Hava bugun dunden daha sıcak. | The weather is warmer today than yesterday. |
| O, benden daha uzun. (Erkek için) | He is taller than me. |
| O, benden daha uzun. (Kadın için) | She is taller than me. |
| Kitap filmden daha ilginç. | The book is more interesting than the movie. |
| Ankara İstanbul’dan daha kalabalık. | Ankara is more crowded than Istanbul. |
| Matematik fen bilgisinden daha zor. | Math is harder than science. |
| Kahve çaydan daha acı. | Coffee is more bitter than tea. |
| Elma armuttan daha tatlı. | An apple is sweeter than a pear. |
| Bu elbise o elbiseden daha pahalı. | This dress is more expensive than that dress. |
| O daha genç. (Erkek için) | He is younger. |
| O daha genç. (Kadın için) | She is younger. |
| Köpek kediden daha büyük. | A dog is bigger than a cat. |
| Bugün daha iyi hissediyorum. | I feel better today. |
| Bu ev o evden daha küçük. | This house is smaller than that house. |
| Otobüs trenden daha yavaş. | The bus is slower than the train. |
| İngilizce Almancadan daha kolay. | English is easier than German. |
| şimdi yalnızım. | now I am alone. |
| ama şimdi daha neşeliyim. | but now I am more cheerful. |
| Ben güldüm. | I laughed. |
| Biz güleriz. | We laugh. |
| Sahilde taşlar var. | There are stones on the beach. |
| Masaın altında bir taş var. | There is a stone under the table. |
| Çöp kutusu çok uzak. | The trash can is far away. |
