SEARCH
You are in browse mode. You must login to use MEMORY

   Log in to start

Asım's English


🇹🇷  »  🇬🇧
Learn English From Turkish
Created:
Asım's English


Public


3 / 5  (2 ratings)



» To start learning, click login

1 / 25

🇹🇷


Orada Bir nehir yok.
🇬🇧


There isn't a river.

Practice Known Questions

Stay up to date with your due questions

Complete 5 questions to enable practice

Exams

Exam: Test your skills

Test your skills in exam mode

Learn New Questions

Popular in this course

multiple choiceMultiple choice mode
Learn with flashcards

Dynamic Modes

SmartIntelligent mix of all modes

Manual Mode [BETA]

The course owner has not enabled manual mode
Other available modes

The course owner has not enabled any other modes

Asım's English - Details

Levels:

Questions:

1530 questions
🇹🇷🇬🇧
Orada Bir nehir yok.
There isn't a river.
Ali'nin kedisi yaşlı.
Ali's cat is old.
Evime geldiğimde ...
When I come to my house, ...
Sonra görüşürüz
See you later.
Hayvanat bahçesinde hayvanlar var.
There are animals in the zoo.
Evler var.
There are houses.
Bir yılan yok.
There isn't a snake.
Evde bir yılan yok.
There isn't a snake in the house.
Çatıda bir kuş var.
There is a bird on the roof.
Çantada telefon yok.
There isn't a phone in the bag.
Elmalar var.
There are apples.
Ağaçlarda elmalar yok.
There are'nt apples on the trees.
Okulda bir öğrenci yok.
There isn't a student in the school.
Bir orman var.
There is a forest.
Bir bahçe yok.
There isn't a garden.
Ailemi severim.
I like my family.
Kardeşlerimi severim.
I like my siblings.
Şehrimi severim.
I like my city.
Trafik sıkışıklığını sevmem.
I don't like traffic jam.
Şarkılar anlamlı değil.
The songs are not meaningfull.
Bisikletler var.
There are bicycles.
Öğrenciler yok.
There aren't students.
Karpuzlar yok.
There aren't watermelons.
Köyler yok.
There aren't villages.
Bir çok pencere var.
There are a lot of windows.
Bir heykel var.
There is a sculpture.
Bir şelale var.
There is a waterfall.
Orada Bir nehir yok.
There isn't a river.
Orada Köyler var mı?
Are there villages.
Köyde inekler var mı?
Are there cows in the village.
Alışveriş merkezinde insanlar var mı?
Are there people in the mall.
Havuzda yüzmeyi severim.
I like swimming in the pool.
Dondurma yemeyi severim.
I like eating icecream.
Film izlemeyi severim.
I like watching movies.
Ödev yapmayı sevmem.
I don't like doing homework.
O Bisiklete binmeyi sevmez.
She doesn't like riding a bike.
Seyahat etmeyi sever.
She likes travelling.
Müzeleri ziyaret etmeyi sever.
She likes visting Museums.
Tatile gitmeyi severiz.
We like going on holiday.
Yüzebilirim.
I can swim.
Uçamam.
I can't fly.
İngilizce konuşabilirim.
I can speak English.
Türkçe konuşabilirim.
I can speak Turkish.
Yürüyebilirim.
I can walk.
Arapça konuşamam.
I can't speak Arabic.
Atlayamam.
I can't jump.
Acı biber yiyebilirim.
I can eat chilly pepper.
Kuşları görebiliyor musun?
Can you see the birds?
Beni duyabiliyor musun?
Can you hear me?
KUşları görebilirim.
I can see the birds.
Kuşum uçamaz.
My bird can't fly.
Ben öğrenciydim.
I was a student.
Ben bir çocuktum.
I was a child.
Zengindiler.
They were rich.
Onlar bizim arkadaşlarımızdı.
They were our friends.
Meşguldüm.
I was busy.
Uykuluydum.
I was sleepy.
İstanbul'daydık.
We were in İstanbul.
Biz meşguldük.
We were busy.
Ben doktor olacağım.
I will be a doctor.
Mutlu olacaklar.
They will be happy.
Mutlu değildi.
She wasn't happy.
Ali çok uzundu.
Ali was very tall.
Ayşe çok uzun değildi.
Ayşe wasn't very tall.
Bizimle birlikteydiler.
They were with us.
Ali ve Veli arkadaştı.
Ali and Veli were friends.
Ali ve Veli arkadaş değildi.
Ali and Veli weren't friends.
Annem evdeydi.
My mom was at home.
Babam Londra'da değildi.
My dad wasn't in London.
İngilizce konuşuyorum. Çince konuşmuyorum.
I am speaking English. I am not speaking Chinese.
Şimdi havuzda yüzüyoruz.
Now, we are swimming in the pool.
Kız kardeşim uyuyor.
My sister is sleeping.
Kız kardeşim uyuyor.
My sister is sleeping.
Bahçede yürüyorum.
I am walking in the garden.
Ali satranç oynuyor.
Ali is playing chess.
Ayşe ip atlıyor.
Ayşe is skipping rope.
Babam beni arıyor.
My father is calling me.
Akşam yemeği yiyoruz.
We are having dinner.
Markete gidiyorum.
I am going to the market.
Ayşe uyumuyor.
Ayşe is not sleeping.
Almanca konuşmuyoruz.
We are not speaking German.
Ali parkta yürüyor.
Ali is walking in the park.
TV izlemiyoruz.
We are not watching TV.
Veli sigara içmiyor.
Veli is not smoking.
Mary denizde yüzmüyor.
Mary is not swimming in the sea.
Paul havuzda yüzmüyor.
Paul is not swimming in the pool.
Giyinirim.
I get dressed.
Öğle yemeği yemedim.
I didn't eat lunch.
Dışarı çıkmadım.
I didn't go out.
Bir sürü arkadaşa sahibim.
I have many friends.
Pazar günü okula gitmedim.
I didn't go to school on Sunday.
Dün uyumadım.
I didn't sleep yesterday.
Dün dışarı çıkmadım.
I didn't go out yesterday.
Dün Hamburger yemedim.
I didn't eat hamburger yesterday.
Geçen hafta bir film izlemedim.
I didn't watch a movie last week.
Dün futbol oynamadım.
I didn't play football yesterday.
Geçen hafta parkta yürümedik.
We didn't walk in the park last week.
Salı günü parka gitmedik.
We didn't go to park on Tuesday.