Deniz's Vocabulary
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn English From Turkish
Learn English From Turkish
Practice Known Questions
Stay up to date with your due questions
Complete 5 questions to enable practice
Exams
Exam: Test your skills
Test your skills in exam mode
Learn New Questions
Manual Mode [BETA]
The course owner has not enabled manual mode
Deniz's Vocabulary - Leaderboard
Deniz's Vocabulary - Details
Levels:
Questions:
906 questions
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Benim kendi dilim | My own language |
Kart görünümü | Card view |
Bir hususi oda | A private room |
Bir fikir önermek | To suggest an idea |
Sabırlı bir zebra | A patient zebra |
Endişeli bir baykuş | A worried owl |
Vesileyle, fırsat vermek | Occasion |
Kaybetmek | Loses |
Görme | Sight |
Sebep, neden | Reason |
Yolculuk | Journey |
Şununla başlayan, başlar | Begins |
Binlerce | Thouands |
Sonra | Later |
Varmak, giriş | Arrive |
Geliştirmek | Improve |
Sevimli, çok güzel | Adorable |
Farklılıklar | Differences |
Kaka | Poop |
Isırmak | Bite |
Kafa sallamak | To shake head |
Harap | Ruined |
Almak | Take it |
Incinebilirsin | You might get hurt |
Ya da, her ikisi de | Either |
Deli | Mad |
Üzgün | Upset |
Ev işleri | Chores |
Dokunmak | Touche |
Düşünceli | Considerate |
Bir şey yapmayı teklif etmek | To offer to do something |
Sınava girmek | To take the exam |
Artık yıl | Leap year |
Kime, kimi | Whom |
Çeşitlilik | Diversity |
Dinler | Religions |
Teşvik etmek | Promote |
Yenilikü | Innovate |
Atölyeler | Workshops |
Telefon Mekanı | Phone Venue |
Kesinlikle, | Exactly |
Çeşitlilik yok# | There is no diversity |
Bu, yaratıcı olmayı zorlaştırır | This makes it hard to be creative |
Yer, | Venue |
Bir işletmeyi çalıştırmak | To run a business |
Doktor haline gelmek | To become a doctor |
Telefon görüşmesi yapmak | To have a phone conversation |
Sevimli çocuk | Adorable child |
Hayatım mahvoldu. | My life is ruined. |
Garip bir şey | Something strange |
Keşfetmek | To explore |
Vahşi doğa kaşifi | Wilderness Explorer |
Vahşi doğa uzmanı | Wilderness specialist |
Hayal kırıklığına uğramış (bezgin) bir anne | A frustrated mother |
Gergin, endişeli bir doktor | A nervous doctor |
Şu günlerde | Nowadays |
Tüm gün | All day |
Her gün | Every day |
Papağan | Parrot |
Hiç (negatif) | Any (negative) |
Herhangi biri (pozitif) | Any (positive) |
Yürümek | To walk |
Büyümek | Grow up |
Hissetmek | Feel |
Eski | Old |
Orada olmak | Being there |
Nasıl söyleyebilirsin | How can you tell |
Sinirlenmiş | Annoyed |
Umutlu | Hopeful |
Uyarılmış, heyecanlı | Excited |
Çarpmalar | Slams |
Sinirli | Nervous |
Sinirli | Frustroted |
Neşeli | Cheery |
Rozet | Badge |
Yaşlı | Eldery |
Haline gelmek | Become |
Kıdemli | A senior |
Vahşi doğa | Wilderness |
Tören | Ceremony |
Mesafe | Distance |
Kutlamak | Celebrate |
Toplamak | To gather |
Sinsi | Sneaking |
Eski için | In to the old |
Vahşi doğada | In to the wild |
Avlu | Yard |
Bir sürü insanla bir araya gelmek ve kutlamak için | To gather with lots of people and celebrate |
Tutar | Keeps |
Tutmak | Keep |
Canını yakmak | Hurt |
Yararlı | Helpful |
Lavabo | Sink |
Her iki küvet | Bothtub |
Koltuk | Armchair |
Sandalye | Chair |
Sulama | Watering |
Güney | South |
Yakın | Near |
Duymak | Hear |