İpek's English
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn English From Turkish
Learn English From Turkish
Practice Known Questions
Stay up to date with your due questions
Complete 5 questions to enable practice
Exams
Exam: Test your skills
Test your skills in exam mode
Learn New Questions
Manual Mode [BETA]
The course owner has not enabled manual mode
İpek's English - Leaderboard
You may also like
You may also like:
İpek's English - Details
Levels:
Questions:
97 questions
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Ben bir öğrenciyim. | I am a student. |
Okula giderim. | I go to school. |
Bir kediye sahibim. | I have a cat. |
Bir arabaya sahip değili. | I don't have a cat. |
Almanya'da yaşarım. | I live in Germany. |
Hava nasıl? | How is the weather? |
Bir çok oyuncağım var. | I have many toys. |
Arkadaşlarımı severim. | I like my friends. |
Kuş istemem. | I don't want a bird. |
Evimi severim. | I like my house. |
Arabaya ihtiyacım yok. | I don't need a car. |
İki tablet isterim. | I want two tablets. |
İyiyim. | I am good. |
Hava güneşli. | The weather is sunny. |
Hava sıcak. | The weather is hot. |
Bilgisayarım yeni. | My computer is new. |
Babamı severim. | I like my father. |
Annemi severim. | I like my mother. |
Ben bir öğrenciyim | I am a student |
Ben oğlan değilim. | I am not a boy. |
Ben bir kız değilim. | I am not a girl. |
Ben bir oğlan çocuğuyum. | I am a boy. |
Ben bir kızım. | I am a girl. |
Bir fare var. Fare beyazdır. | There is a mouse. The mouse is white. |
Bir kapı var. Kapı kahverengidir. | There is a door. The door is brown. |
Bir adam var. Adam yaşlı. | There is a man. The man is old. |
Bir oğlan var. Oğlan genç. | There is a boy. The boy is young. |
Bir kadın polis var. O havalı. | There is a policewoman. She is cool. |
Bir bilgisayar var. Bilgisayar siyahtır. | There is a computer. The computer is black. |
Bir kadın var. Kadın doktordur. | There is a woman. The woman is a doctor. |
Büyükanne genç değil. | Grandma is not young. |
Top sarı değil. Top yeşildir. | The ball is not yellow. The ball is green. |
Mutlu değilim. İmutsuzum. | I am not happy. I am sad. |
Büyükbaban kim? | Who is your grandpa? |
Biz hazırız. | We are ready. |
Bir bilgisayara sahibim. | I have a computer. |
Tabletim pembe. | My tablet is pink. |
Bir Bilgisayar isterim. | I want a computer. |
Bisiklete sahip misin? | Do you have a bike? |
Yeni bir bilgisayar isterim. | I want a new computer. |
Bir bisiklete sahibim. | I have a bike. |
Eski bir bilgisayar istemem. | I don’t want an old computer. |
Bisikletimi severim. | I like my bike. |
Yeni bir bilgisayar istemem. | I don’t want a new computer. |
Bu bir kaplan. | This is a tiger. |
Mavi bir bilgisayar isterim. | I want a blue computer. |
Pembe bir bilgisayar isterim. | I want a pink computer. |
İzgi eski bir bilgisayar ister. | İzgi wants an old computer. |
Bilgisayarımı severim. | I like my computer. |
İngilizce konuşabilir misin? | Can you speak English? |
Hemen şimdi! | Right now! |
Tabi ki! | Sure! |
İşte buyurun! | Here you are! |
Tabii ki! | Of course! |
Bence Ali yakışıklı. | I think Ali is handsome. |
Bence... | I think ... |
Sanmıyorum | I don't think so. |
Öğretmenimiz | Our teacher |
Bizim evimiz | Our house |
Evet, o öyledir. | Yes, he is. |
Hayır, yapamam. | No, I can't. |
Ali ata binebilir. | Ali can ride a horse. |
Araba sürebilirim. | I can drive. |
Ali uçabilir | Ali can fly. |
O (kız) | She |
Scooter kullanabiliriz. | We can ride scooter. |
Sever misin? | Do you like? |
Sen | You |
Ali sever mi? | Does Ali like? |
Ata binmeyi sever misin? | Do you like riding a horse? |
Erkek kardeşin var mı? | Do you have a brother? |
Kızkardeşin var mı? | Do you have a sister? |
Ne yapabilirsin? | What can you do? |
Senin baban | Your father |
Kız kardeşin | Your sister |
Erkek kardeşin | Your brother |
Baban ne yapabilir? | What can your father do? |
Ali bisiklet sürebilir mi? | Can Ali ride a bike? |
Bisiklet sürebilir miyiz? | Can we ride a bike? |
Bisiklete binebilir misin? | Can you ride a bike? |
Kıza bak. | Look at the girl. |
Erkek Çocuğuna bak. | Look at the boy. |
Bana bak. | Look at me. |
Babana bak! | Look at your father! |
Ayşe Japon'dur. | Ayşe is Japanese. |
Hadi gidelim. | Let's go. |
Ağaca bak! | Look at the tree! |
Ben Japon değilim. | I am not Japanese. |
Çayınız hazır. Buyurun. | Your tea is ready. Here you are. |
Söyle! | Say! |
Söyleyelim. | Let's say! |
Hoşgeldiniz! | Welcome! |
Bir uçurtma uçuralım. | Let's fly a kite. |
Misketlerle oynayalım. | Let's play with marbles. |
Hadi bir çizgi film izleyelim. | Let's watch a cartoon. |
Hadi bir film izleyelim. | Let's watch a movie. |