Soner's Academic English Vocabulary
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn English From Turkish
Learn English From Turkish
Practice Known Questions
Stay up to date with your due questions
Complete 5 questions to enable practice
Exams
Exam: Test your skills
Test your skills in exam mode
Learn New Questions
Manual Mode [BETA]
The course owner has not enabled manual mode
Soner's Academic English Vocabulary - Leaderboard
Soner's Academic English Vocabulary - Details
Levels:
Questions:
703 questions
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Madeira adasında | On the island of Madeira |
Birçok heykel | Many statues |
Farklı ülkelerde | In different countries |
Farklı şehirlerde | In different cities |
Yetkililer düşünür ki... | Officials think that ... |
Bence ... (Ben düşünürüm ki ...) | I think ... |
Araştırmalar gösteriyor ki ... | Research suggest that ... |
Son araştırmalar gösteriyor ki ... | Recent research suggest that |
Çalışmalar gösteriyor ki ... | Studies show that ... |
Havacılık yönetimi üzerine yapılan çalışmalar kanıtlıyor ki... | Studies on aviation management proves that ... |
Uçaklarla ilgileniyorum. Uçaklarla ilgiliyim. | I am interested in planes. |
Bu film ilginç. | This movie is interesting. |
Okuduğunu Anlama | Reading comprehension |
Cevap anahtarı | Answer Key |
Ünlü Trans-Sibirya demiryolu hattı | The famous Trans-Siberian railway line |
Ünlü bir şarkıcı | A famous singer |
Orada bir kedi var. | There is a cat. |
Uçakta yolcular var. | There are passengers in the plane. |
Başka bir demiryolu hattı | Another railway line |
Başka bir sorun var. | There is another problem. |
Yaklaşık 650 kilometre | About 650 kilometres |
Biraz da futboldan bahsedelim. - Futbol hakkında konuşalım. | Let's talk about football. |
Yaklaşık 500 kişi var. | There are about 500 people. |
Çok seyahat ediyoruz. | We travel a lot. |
Tıbbi bir tren | A medical train |
Oniki ve on beş arasında | Between twelve and fifteen |
Bir günlüğüne, bir gün boyunca | For a day |
2 dakika boyunca | For 2 minutes |
Sahilin yanı boyunca | Along the coast |
Ayrılmak | To leave |
Ayrılmak | To leave |
Ayrılmak | To leave |
Ali benim oğlumdu. | Ali was my son. |
Ali benim oğlum. | Ali is my son. |
Parkta yürüdüm. | I walked in the park. |
Her yaz | Every summer |
Her yaz Adana'ya giderim. | I go to Adana every summer. |
Geçen yaz Adana'ya gittim. | I went to Adana last summer. |
Hapishane büyüktü. | The prison was big. |
Kirli bir bina | A dirty building |
En büyük kasaba | The biggest town |
En sıcak mevsim | The hottest season |
En zengin adam | The richest man |
Dünyanın en zengin adamı | The richest man in the world |
Kediyi sevmedi. | She didn't like the cat. |
Yoldaki arabalar | The cars in the road |
Gürültüden hoşlanmaz. | She doesn't like the noise. |
Gürültüden hoşlanmadı. | She didn't like the noise. |
Mutluydu. | She was happy. |
Çok gürültü | A lot of noise |
Ali uzun boyluydu. | Ali was tall. |
Ali 50 yaşında. | Ali is fifty. |
Çantalı bir adam | A man with a bag |
Kırmızı şapkalı bir kız | A girl with a red hat |
Onun yüzü (o kızın) | Her face |
Kapıyı çaldı. | She knocked at the door. |
Hiçbir şey olmadı. | Nothing happened. |
Bir şey oldu. - bir şey meydana geldi. | Something happened. |
Küçük bir pencere açıldı. | A little window opened. |
Bana bak. | Look at me. |
ALi'ye bak. | Look at ALi. |
Ali yolda durdu. | Ali stood in the road. |
Biz mutluyuz. | We are happy. |
Biz mutluyduk. | We were happy. |
Yaklaşık elli kişi var. | There are about fifty people. |
Yaklaşık elli kişi vardı. | There were about fifty people. |
Casey yeni bir araba istiyor | Casey wants a new car |
Casey'nin paraya ihtiyacı var | Casey needs money |
Bebek bakıcılığı yapmaya karar verir | Decides to babysit |
Karar vermek | To decide |
Bir çocuğa bakmak | To take care of a child |
Çocuğa bakmak | To take care of child |
Gülmek | To laugh |
Evden ayrılmak | To leave home |
Dışarı adım atmak | To step out |
Havlu kapmak - almak - tutmak | To grab a towel |
Sarmak | To wrap |
Yüz kılları | Facial hair |
Sakal | Beard |
Bıyık | Mustache |
Su dökmek | To pour water |
Kazara - yanlışlıkla | By accident |
El yıkamak | To wash hands |
Kesik biraz canını yaktı | The cut stung him a little |
Beni tuttu | She grabbed me |
Orada nadir bir şey olur. | Something rare happens there |
Ortadaki güneş. | It is the sun in the middle |
Ancak, fakat | However |
Gökyüzü mavi | Sky is blue |
Aşırı | Extreme |
Her zamanki | Usual |
Fırtına | Storm |
Paltomu getir | Bring my coat |
Sibirya'da alışılmadık bir şey oluyor | Something unusual happens in Siberia |
2021'de başka felaketler var | There are other disasters in 2021 |
Deprem | Earthquake |
Bu olay her yıl olur | This event happens every year |
Birkaç arkadaş | A few friends |
Sayı her yıl daha da artıyor | The number gets bigger every year |
Hava 30 derece | The weather is 30 degrees |