SEARCH
You are in browse mode. You must login to use MEMORY

   Log in to start

KA's English Vocabulary


🇬🇧  »  🇹🇷
Learn Turkish From English
Created:
KA's English Vocabulary


Public


0 / 5  (0 ratings)



» To start learning, click login

1 / 25

🇬🇧


My uncle runs a business.
🇹🇷


Amcam bir iş yönetiyor.

Practice Known Questions

Stay up to date with your due questions

Complete 5 questions to enable practice

Exams

Exam: Test your skills

Test your skills in exam mode

Learn New Questions

Dynamic Modes

SmartIntelligent mix of all modes

Manual Mode [BETA]

The course owner has not enabled manual mode
Specific modes

Learn with flashcards
multiple choiceMultiple choice mode

KA's English Vocabulary - Leaderboard

1 user has completed this course

No users have played this course yet, be the first


KA's English Vocabulary - Details

Levels:

Questions:

303 questions
🇬🇧🇹🇷
My uncle runs a business.
Amcam bir iş yönetiyor.
I will run a company.
Bir şirket yöneteceğim.
I work every day.
Her gün çalışırım.
Help me!
Bana yardım et!
Let's continue.
Devam edelim.
My children can always play in the garden.
Çocuklarım her zaman bahçede oynayabilir.
If I need to speak with my children ...
Çocuklarımla konuşmam gerekirse...
Ömer has many French and Swiss friends.
Ömer'in birçok Fransız ve İsviçreli arkadaşı vardır.
Worn book
Yıpranmış kitap
I hope you are ok.
Umarım iyisinizdir.
I ate eggs.
Yumurta yedim.
My wife doesn't allow.
Eşim izin vermez.
My wife doesn't allow me.
Eşim bana izin vermez.
My wife doesn't allow me to eat bread.
Karım ekmek yememe izin vermez.
I had some cheese.
Biraz peynir yedim.
I had some tea.
Biraz çay içtim.
We ran out of olives.
Zeytinimiz bitti.
We have run out of olives.
Zeytinimiz tükendi. (bitmiş durumda)
I brushed my teeth.
Dişlerimi fırçaladım.
I have a headache.
Başım ağrıyor.
I use pills.
Hap kullanırım.
I have headache, so I have pills.
Başım ağrıyor, bu yüzden hap atarım.
Turkish grocery
Türk bakkalı
There is a supermarket close to my house.
Evimin yakınında bir süpermarket var.
I have a Turkish neighbour.
Bir Türk komşum var.
We go to the same course.
Aynı kursa gidiyoruz.
In the past, ...
Geçmişte, ...
In the past we studied in the same college.
Geçmişte aynı üniversitede okuduk.
Detached house
Müstakil ev
I live in an apartment.
Bir apartman dairesinde yaşıyorum.
Both yes and no
Hem evet hem de hayır
You can plant tomato and potatoes.
Domates ve patates ekebilirsiniz.
There is another garden.
Başka bir bahçe daha var.
You work but you don't earn money.
Çalışıyorsun ama para kazanmıyorsun.
I am like my father.
Ben babam gibiyim.
I had shower.
Duş aldım.
I went to the bus stop.
Otobüs durağına gittim.
Train - tram
Tren - tramvay
I went by train all the way to London.
Londra'ya kadar trenle gittim.
We went to the museum on foot.
Müzeye yürüyerek gittik.
We toured the museum.
Müzeyi gezdik.
Our guide helped us.
Rehberimiz bize yardımcı oldu.
Our guide helped us a lot.
Rehberimiz bize çok yardımcı oldu.
My wife wanted to clean up.
Eşim temizlik yapmak istedi.
Park with grapes
Üzümlü park
You can collect grapes.
Üzüm toplayabilirsin.
My city is not crowded.
Benim şehrim kalabalık değil.
My city is peaceful.
Benim şehrim huzurlu.
If you need something, you can find.
Bir şeye ihtiyacın olursa, bulabilirsin.
There are shopping centres.
Alışveriş merkezleri var.
Nursery
Kreş
Kindergarten
Anaokulu
Kids play in the playground.
Çocuklar oyun alanında oynarlar.
As I said before
Daha önce de söylediğim gibi
As you know
Bildiğiniz gibi
My kids wantED to go out.
Çocuklarım dışarı çıkmak istedi.
This apple is nice, BUT it is tasteless.
Bu elma güzel, ama tatsız.
We went to the museum ON FOOT.
Müzeye yürüyerek gittik.
I must finish this book SOON.
Bu kitabı bir an önce bitirmeliyim.
Can you hear me?
Beni duyabiliyor musun?
When I am tired, I sleep.
Yorgun olduğumda uyuyorum.
When I go to work, I start to work.
İşe gittiğimde işe başlıyorum.
When I came home yesterday, I took off my jacket.
Dün eve geldiğimde ceketimi çıkardım.
When I came home, ....
Eve geldiğimde, ....
When I went to the school, ...
Okula gittiğimde ...
When I go to the city center, ...
Şehir merkezine gittiğimde ...
When I go to the city center, I am going to buy some straberries.
Şehir merkezine gittiğimde bazı çatlaklar alacağım.
When I go to the city center, I am going to drink coffee.
Şehir merkezine gittiğimde kahve içeceğim.
When I go to Ankara, I am going to visit Anıtkabir.
Ankara'ya gittiğimde Anımkabir'i ziyaret edeceğim.
When I went to Ankara, I visited Anıtkabir.
Ankara'ya gittiğimde Anirkabir'i ziyaret ettim.
When I was tired, I had some rest.
Yorgun olduğumda biraz dinlendim.
When I was tired, ...
Yorgun olduğumda ...
When I was busy, ...
Meşgulken ...
When I was tired in the morning, ...
Sabah yorgun olduğumda ...
When I come home, I take off my shoes.
Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkarıyorum.
When I came home, I took off my shoes.
Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkardım.
When I go to the city center, I do some shopping.
Şehir merkezine gittiğimde biraz alışveriş yapıyorum.
Sometimes I visit the city hall.
Bazen belediyeyi ziyaret ederim.
I might visit the city hall.
Belediye binasını ziyaret edebilirim.
They still use letters.
Hala mektup kullanıyorlar.
The system is based on the post office.
Sistem postaneye dayanıyor.
I like to ride bicycle.
Bisiklete binmeyi severim.
There are many slopes in my city.
Şehrimde birçok yamaç var.
They can't climb the slopes with their bikes.
Bisikletleriyle yamaçlara tırmanamazlar.
When they ride a bike, they get tired.
Bisiklete bindiklerinde yorulurlar.
When I go to the city center, I do shopping.
Şehir merkezine gittiğimde alışveriş yaparım.
My children like ice-cream a lot like all kids.
Çocuklarım da diğer çocuklar gibi dondurmayı çok sever.
My children like ice-cream a lot.
Çocuklarım dondurmayı çok seviyor.
There is a café opposite our house.
Evimizin karşısında bir kafe var.
To get some fresh air, I go out.
Biraz temiz hava almak için dışarı çıkıyorum.
You used to walk a lot.
Eskiden çok yürürdün.
I used to smoke.
Eskiden sigara içerdim.
I used to be a policeman.
Eskiden polistim.
I used to live in Turkey.
Eskiden Türkiye'de yaşıyordum.
Second hand cars are not expensive.
İkinci el arabalar pahalı değil.
My vehicle broke down.
Aracım arıza yaptı.